VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı

Ertan GÜVENDİ





  • Literatürde vergi cenneti olarak tanımlanan bazı ülke ve yetki alanları sağlamış oldukları gizlilik ve vergisel kolaylıklar nedeniyle zengin bireylerin, çok uluslu şirketlerin ve suç örgütlerinin finansal varlıklarını yerleştirdikleri gözde mekânları olmuştur. Söz konusu ülke ve yetki alanlarıyla mücadelede devletlerin tek başlarına güçlerinin yetersiz kalması uluslararası işbirliğini zorunlu kılmıştır. Ancak, vergi cennetlerinin tespitinde kullanılan kıstasların şeffaflık ve bilgi değişimi gibi kıstaslarla - düşük nominal ve önemli derecede faaliyette bulunma gibi kıstaslar dışlanarak- sınırlandırılması nedeniyle bu mücadelenin özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından şu ana kadar etkili ve verimli sonuçlar ürettiğini söylemek mümkün değildir. Vergi cennetleriyle ilgili günümüze kadar oluşmuş olan yazına göre vergi cenneti olarak kabul edilmesi imkânsız olan Türkiye’nin özellikle şeffaflık konusunda mevzuatını geliştirecek alanı bulunmakla beraber 18 Şubat 2020 tarihli Avrupa Konseyi kararında olduğu gibi politik saiklerle haksız bir şekilde kara listeye alınabilecek olmakla uyarılması Türkiye tarafından kabul edilemez niteliktedir.

  • Sahte fatura yoluyla KDV kaçakçılığı problemi Türk vergi sisteminin uzun süreli ve kronik bir problemidir. Yol açtığı sonuçlar itibariyle vergi sisteminin tamamı üzerinde olumsuz etkilere sahip olan bu problemin çözüme kavuşturulması sadece vergi gelirleri açısından değil aynı zamanda vergi sisteminin diğer unsurları yönünden de olumlu manada büyük bir potansiyel vadetmektedir. İki kısım olarak hazırlanmış olan çalışmamızın birinci kısmında Türkiye’deki sahte fatura probleminin nedenleri ve sonuçları itibariyle analizi yapılmıştı. Çalışmamızın ikinci kısmı olan bu çalışmada ise sahte faturayla mücadelede uygulanan mevcut politikalar ile alternatif politika tercihleri olarak denetim temelli yaklaşımlar ile ödemelerin ayrıştırılması yaklaşımı kapsamındaki yöntemler karşılaştırılarak Türkiye için sahte faturayla mücadele açısından en uygun politika tercihinin hangisi olduğu sorusuna cevap aranacaktır.

  • Kentsel rantların vergi idaresince hakkaniyetli bir şekilde vergilendirilememesi son yıllarda oldukça tartışılan bir konu olmuştur. Türk Gelir Vergisi Kanunu’nun yapısal zafiyet ve eksiklikleri bu olgunun arkasında yatan en önemli nedenler arasındadır. Bu nedenle, son yıllarda yürütülmekte olan Türk gelir vergisi sisteminin yeniden tasarlanması çalışmalarında uluslararası iyi örneklerin de dikkate alınmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz. Bu kapsamda, çalışmamızda kentsel rantların etkin bir şekilde vergilendirilebildiği Amerikan federal gelir vergisi sistemi hakkında bilgi ve açıklamalara yer verilerek söz konusu düzenlemelerin Türk gelir vergisi sisteminde ne şekilde uygulanabileceğine ilişkin görüş ve önerilerde bulunulmaktadır.

  • Bu çalışmamızda, öncelikle vergi uyumlaştırması kavramına yönelik genel bilgiler verilecek, daha sonra ise 1.1.1985 tarihinde yürürlüğegiren 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun kabulüne ve bu kanunla AB ile spontane olarak başlatmış olduğumuz katma değer vergisi uyumlaştırma sürecinde 2007 İlerleme Raporu sonrasında hangi noktada olduğumuza ilişkin açıklamalarda bulunulacaktır.

  • Bu calışmamızda oncelikle hem Kurumlar Vergisi Kanunu?nda (KVK) hem de Katma Değer Vergisi Kanunu?nda (KDVK) yer alan bir istisna uygulamasında gecen ?kurum? ifadesi nedeniyle yaşanan bir tereddude değineceğiz. Daha sonra ise 5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu?nda dil sadeleştirme amaclı olarak yapılan bir değişikliğin etkilerini irdeleyeceğiz.

  • "Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257 nci madde hükmüne uymayanlar için ceza" kenar başlıklı Vergi Usul Kanunu 'nun mükerrer 355. maddesi vergi kanunl a rımıza ilk defa 2365 sayılı Kanun'un 80. maddesiyle girmiştir. Maddenin gerekçesinde maddeye ihtiyaç duyulmasının gerekçesi olarak mevcut müeyyidelerin özellikle acil olarak bilgi alınmasının gerektiği hallerde ihti yac ı karşılamaktan uzak bulundu ğu belirtilerek bilgi vermekten sebepsiz olarak çekinme halinde, vergi idaresince uygulanabilecek bir müeyyideye kanunda yer verilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. ' Vergi Usul Kanunu'nun Mükerrer 355 . maddesinde en son 4369 sayılı kanun ile bazı de ğ işiklikler yapılmış ve madde bugünkü halini almıştır. Öncelikle VUK 361 kaldırılarak2 bilgi vermemenin ceza hukuku an l amında vergi suçu olmasından vazgeçilmiştir. ikinci önemli değişiklik ise mükerrer 355. maddenin kapsamının ge nişletilmesi olmuştur . 4369 sayılı Kanun sonrasında artık ya lnı zca Vergi Usul Kanunu'nun 86, 148, 257' nci madde hükümleri ile 150 nci maddenin 4 numaralı bendine uymama halinde değil , aksine 149, 256 ve mükerrer 256 ncı madde hükümleri ile 150 nci maddenin diğer bentlerine uymama halinde de özel usulsüzlük suçu meydana gelmektedir. Bu çalışmamızda Vergi Usul Kanunu 'nun mükerrer355. maddesini bilgi vermemeye bağlı özel usulsüzlük c ezası çerçevesinde irdeleyeceğiz .