VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi

Gürcü GÜNGÖR





  • Üretim işletmeleri, farklı sebeplerle tam kapasite çalışmayabilirler. Bu sebepler işletmede üretim sürecinin işleyişinde gerçekleşen bakım- onarım, temizlik, alet eksikliği şeklinde olabileceği gibi, işletmede üretim sürecinin işleyişinde ortaya çıkmayan elektrik kesintisi, yangın gibi doğal afetler şeklinde de olabilir. İşletmelerde üretime bu sebeplerle ara verilmesi durumunda boşa geçen zamana ait işçilik ücret giderlerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin farklı görüşler mevcuttur. Boşa geçen zamana ilişkin işçilik ücret giderlerinin 680 Çalışmayan Kısım Gider ve Zararları hesabı ile ilişkilendirilir ve bu hesap dönem sonunda sonuç hesaplarına aktarılarak kapatılır.

  • Kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verilebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolü düzenlemek amacı ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu yayımlanmıştır. Söz konusu Kanun'un 15. maddesine göre, istisna, muafiyet ve indirimlerden oluşan vergi harcama listesinin bütçeye eklenmesi gerekmektedir. Bu listede ilgili istisna, muafiyet ve indirimlerin kanuni dayanağı olan kanun maddesine ve vergi türleri itibariyle yıllar bazında toplam vergi harcaması tahmin tutarlarına yer verilmektedir. Ancak söz konusu listede istisnaların tamamı yer almamaktadır. Bu durum, hem vergi harcamalarının oransal büyüklüğünü belirlemede hem de bütçede mali saydamlık ilkesinin uygulanmasında olumsuzluğa yol açmaktadır.

  • Gelir Vergisi Kanunu'na göre verginin konusu gerçek kişilerin gelirleridir. Kanun'da gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı şeklinde tanımlanmıştır. Gelirin unsurları tek tek belirtilmek suretiyle Türk Gelir Vergisi sisteminde ağırlıklı olarak kaynak teorisi benimsenmiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nda mükellefiyet ise tam ve dar mükellefiyet olmak üzere iki başlık halinde düzenlenmiştir. Tam mükellefiyette gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirken dar mükellefiyette Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.

  • Blokzincir teknolojisi, finans, hukuk, ticaret, ekonomi, vergi, muhasebe gibi birçok alanda etkisi olabilecek bir teknolojidir. Bu teknoloji, özellikle çok sayıda verinin ve paydaşın olduğu muhasebe ve denetim sisteminde kullanılabilir. İşletmelerin muhasebe kayıtlarının daha güvenilir, doğru ve şeffaf biçimde sunulması, hata ve hilelerin azaltılması, denetimde etkin ve verimliliğin artırılması blokzincir teknolojisi ile mümkündür. Bu bağlamda dijital çağın sunduğu blokzincir teknoloji uygulaması için, gerek muhasebe gerek denetim alanında gerekli teknolojik altyapı çalışmalarının yapılması, işletmeler açısından önemlidir.

  • İşletmenin dönen varlıkları içinde önemli bir kalem olan stokların, vergi mevzuatına uygun şekilde kayıt altına alınıp alınmadığının, doğru bir biçimde beyanlara yansıtılıp yansıtılmadığının tespiti vergi incelemeleri ile mümkündür. Bu bağlamda stok hareketleri ile envanter defteri vergi incelemelerinde önemlidir. İşletmeler dönem sonu stok değerleme tutarını yüksek ya da düşük göstermek suretiyle dönem kârını ve dolayısıyla vergi matrahını etkilemektedir. Vergi incelemelerinde bu bağlamda etkinliği sağlamak için, stoklar ile ilgili hem yasal mevzuat değişikliklerinin olması hem de teknolojik gelişmelere uyumlu düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Vergi incelemelerinde etkinliği artırmaya ilişkin hem stoklar hem de envanter defterine ilişkin önerilere makalede yer verilmiştir.

  • 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6335 sayılı "Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmıştır. 6335 sayılı Kanunu'nun 8 inci maddesinde 6102 sayılı Kanunu'nun 64 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkralarında değişiklik yapılmıştır. Söz konusu 8 inci maddede; "... Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir" hükmü yer almaktadır. Bu hükme dayanılarak 19.12.2012 tarih ve 28502 sayılı Resmi Gazete'de "Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ" yayımlanmıştır. Yazımızda söz konusu Tebliğ hükümleri dikkate alınmak suretiyle fiziki ortamda tutulacak defterler ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır.

  • Uygulamada 5084 sayılı Kanun kapsamındaki gelir vergisi stopaj teşviki dolayısıyla terkin edilecek gelir vergisi tutarı hesaplanırken asgari geçim indiriminin hangi tutardan mahsup edileceği sorunu karşımıza çıkmaktadır. Bu karşılaşılan sorun ile ilgili olarak yazımızda 5084 sayılı Kanun kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun asgari geçim indirimi uygulaması ayrı ayrı başlıklar halinde izah edilmiş olup, daha sonra 267 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile izah edilen gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanan işverenlerce istihdam edilen ücretlilerin asgari geçim indirimi uygulaması açıklamalarına yer verilmiştir.

  • Sevk irsaliyesi malın şevkini belgeleyen, üç nüsha olarak düzenlenmesi gereken ve nakliye esnasında taşıt üzerinde iki nüsha olarak bulundurulması gereken bir vesikadır. Bu belge, hâsılatı tevsik eden yani fiyat ve bedeli gösteren bir belge değildir. Sevk irsaliyesi ile ilgili olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda " faturanın şekli" başlıklı 230'uncu maddesinde ve ilgili Vergi Usul Kanunu tebliğlerinde açıklama yapılmıştır. Uygulamada sevk irsaliyesi olmadan mal sevki- nin yapılması ve sevk irsaliyesinde bulunması zorunlu bilgilerin olmaması halinde yapılan tespite göre kesilen cezaya ilişkin yargı organları idare aleyhine kararlar vermektedir. Yazımızda sevk irsaliyesinin düzenlenmesinde karşılaşılan sorunlar ve bu konuda uygulanması gereken cezalar, ilgili kanun, tebliğ ve yargı kararları esas alınarak açıklanmıştır.

  • Değerlemenin sözlük anlamı değer belirtmektir. Değer ise bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı ve kıymetidir. Bir malın para ile ölçülebilen karşılığını fiyatı olarak kabul ettiğinıizde , bizim için o malın faydasının yüksek ya da düşük olmasının önemi yoktur. Ayrıca bir malın fiyatına değnıediğini yani fiyatının, değerinden yüksek olduğunu düşünerek o mal ı satın aldığ ı mız da olmuştur. Bunun nedeni ise, bir mal arz edenin gözünde başka; talep edenin gözünde başka nedenlere dayandırılarak değerlendirilir. Talep eden için değer, ihtiyaçlarının karşılanması ; arz eden içinse değer, yüklendiği maliyet harcanıalarını ifade eder. Dolayısıy l a bir mal ın değeri veya değer l ernesi kişilere göre fark l ı şeki l de olsa bile, yazımız ı n konusunu oluşturan değerleme iktisadi kıymet in bel li bir tar ihteki kıymetinin para cinsinden ifadesid ir. Yazımız ise Vergi Usul Kanunu'nun 258-268' inci maddelerinde Değerleme Esasları başl ığ ı alt ı nda yer alan iktisadi kıymetiere i l i şki n değerleme hükümleri esas alı n arak açıklanmıştır .