VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmen Yardımcısı

HAYDAR ÇAMALAN





  • 3065 sayılı KDV Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1985 yılından beri Maliye Bakanlığı tarafından düzenli olarak yoğun ve yaygın vergi denetimi programları düzenlenerek belge düzeni yerleştirilmeye ve vergi kayıpkaçağı en aza indirilmeye çalışılmak tadır. Yoğun ve yaygın vergi denetimi programları işyerlerinde fiili envanter ve hasılat tesbitleri, mal ve hizmet alışverişlerinde belge düzeninin kontrolü için şehir içi denetimler ile karayolları üzerinde yol denetimleri şeklinde icra edilmektedir. Bu denetimler bir inceleme elemanının koordinasyon ve gözetiıninde yoklama memurlan tarafından yapılmaktadır.

  • Ülkeye döviz kazandırıcı işlemlerin başlıcalarından biri olan ihracat, özellikle 1980'1i yıllarda uygulamaya konan çeşitli Istisna, muafiyet ve teşviklerle özendirilmiş ve büyük bir atılım yaparak 2-3 milyar dolar/yıl seviyelerinden 15-20 milyar dolar/yıl seviyelerine yükselmiştir. ihracat; kişi ve kuruluşlarca üretilen mal ve hizmetlerin yurt dışındaki kişi ve kuruluşlara satılmasıdır. Özel bir satış şekli olan ihracatın, ulusal ve uluslararası kurallarla belli bir disiplin altında yapılması gerekmektedir. Bu nedenle geçerli ulusal ve uluslararası kuralların çok iyi bilinmesine gerek vardır. Ihracatın yapılacağı sözleşme kuralları ile uluslararası tanımiara yüklenen anlamlar, bu bakımdan özellik arzetmektedir. ihracat sözleşmesi taraflar arasında tam bir serbestlik ile oluşturulmakla birlikte, ihtilaf çıkması durumunda uluslararası kural ve tanımlar ihtilafın çözülmesinde çok önemli bir konuma gelmektedir. Bu yazımızın konusunu ihracat nedeniyle, ihracatçı tarafından üstlenilecek giderler oluşturmaktadır. Ancak konuya geçmeden önce MTO (Milletler arası Ticaret Odası - International Chamber Of Commerce - ICC) tarafından 1 Temmuz 1990 tarihinde yürürlüğe konan 460 sayılı broşür ile tanımlanan 13 adet ihracat teslim şeklinden belli başlı olanları ile belli ödeme şeklllerinin tanımlarını hatıriatmakta fayda umuyoruz. Çünkü, bahsedeceğimiz uluslararası tanımlar ihraç edilen malın nerede teslim edileceğini , riskierin kim tarafından üstlenileceğini, Ihracatiithaiat masrafiarına hangi tarafın ne kadar katlanacağını belirlemektedir.

  • Gelişen ekonomik ve ticari ilişkilerin zorunlu bir sonucu olarak bu ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarıda sık sık değişti rilmekte ve yeni kurallar oluşturulmaktadır. Ancak yeni getirilen kurallann mevcut kuralları tamamlaması ve geliştirmesi beklenmektedir. Zaten hayatın bir alanına kural konurken mevcut bir boşluğun doldurulması ve sıkıntı yaratan bir konunun çözüme kavuşturulması hedeflenmektedir·. 4077 sayılı kanunda gelişen ekonomik ilişkiler sonucu tüketkilerin ekonomik ilişkiler sırasında yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi en azından hafıfletilmesi amacıyla ç ıkarılmıştır. Bu yazımızda kanunun 8. maddesi ile düzenlenen Kapıdan Satışlar V.U.K.'nun belge düzenine ilişkin hükümleri karşısındaki durumu ele alınacaktır.

  • Vergi kaçakçılığı suçu; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344. maddesinde " ... mükellef veya sorumlu tarafından kasten vergi ziyaına sebebiyet verilmesidir. Kastın varlığının ispat külfeti iddia edene aittir. Aşağıda yazılı hallerelen herhangi biri ile vergi ziyaına sebep olunması halinde kastın varlığı kabul edilir" şeklinde tanın:ılanınıştır. Maddenin devamında ise (6) bent halinde kastın varlığı kabul edilen haller sayılmış tır. Bu çalışmanın konusunu 213 sayılı V.U.K.'nun 344. maddesinde kastın varlığı karine olarak kabul edilen hallerle vergi ziyaına sebeb olunduğunun inceleme sırasında tespit edilmesi halinde; kaçakçılık suçunun delillerine yönelik olarak inceleıne elemanları arasında var olan davranış farklan oluşturmaktadır.

  • Borçlar Kanunun 416 maddesinde, alım satım işlerinde komisyoncu, ücret karşılığında kendi namına ve müvekkili hesabına kıymetli evrak ve menkul eşya alım ve satımını yapan kişi olarak tanımlanmıştır. Müvekkil ile komisyoncu arasındaki ilişki komisyonculuk sözleşmesi ile düzenlenmektedir. Komisyoncu ile ilişkide bulunan üçüncü şahıslar komisyoncunun müvekkili adına hareket ettiğini bilseler dahi komisyoncu ile aralarında düzenlenecek sözleşmelerden doğan hak ve borçlar komisyoncuya ait olacaktır . Komisyoncu elde ettiği hakları sözleşme hükümlerine dayanarak müvekkiline aktaracaktır. Bu genel tanım ve açıklamadan sonra toprancı sebze hallerinde faaliyet gösteren komisyonculara gelince bunlar 80 .sayılı Hal Ya.sa.sında yer alan hükümlere göre faaliyet göstermek zorundadırlar. 80 sayılı Hal Yasasında sebze ve meyve koınisyoncusu belediyelerin gösterdiği kapalı mahallerde müstahsilden gelen malların tüketiciye veya tüccara satılmasına aracılık ederek komisyon geliri elde eden ticaret erbabı olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmamızda sebze ve meyve komisyoncularının fiilen uyguladıkları belge düzeni ile muhasebeleştirilmesi ile karşılaşılan sorunlara çözüm olabilecek bir düzenleme önerimiz yer alacaktır.