VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Dr., Vergi Müfettişi, Kocaeli Vergi Dairesi Başkan V., Hazine ve Maliye Bakanlığı

Osman EŞGİN





  • Vergi hukukunda suç olarak düzenlenmekte olan sahte belge düzenleme fiili ve sahte belge kullanma fiili her dönemde karşımıza çıkabilmektedir. Zaman zaman cezların artırılması, farklı düzenlemeler ile sorun önlenmek istense de mükellefler bazen isteyerek bazen ise istemeyerek bu durum ile karşı karşıya gelmektedir. Sahte belge düzenleme fiili ile hem devletin vergi gelirleri azaltılmakta, hem de vergi sisteminde önemli tahribatlara yol açılmaktadır. Sahte belge düzenleme fiilini önleyebilmek adına Vergi Usul Kanununa 160/A maddesi ilave edilmek suretiyle idarenin bu tür fiiller ile hızlı bir şekilde ve etkin olarak mücadele etmesi amaçlanmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılan düzenlemeler ile konunun önemi daha da artmış olup, mükelleflerin de ticari faaliyetlerini icra ederken daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Türk Ticaret Kanununda yer alan “basiretli tüccar” kavramı her zamankinden daha çok öne çıkmış, ticari faaliyette bulunanların yaptıkları ticari faaliyet yanında bu faaliytlerden doğan hukuki ve mali sonuçları öngörmeleri gerekmektedir.

  • Katma Değer Vergisinin Türk Vergi Sistemi içerisinde uygulanmaya başlandığı 1985 yılından itibaren önemi her geçen gün artmış, vergi sistemi içerisinde ve elde edilen gelirler itibariyle bütçe gelirleri içerisinde önemli yerlere sahip olmuştur. Bu özelliği itibariyle oldukça önemli olmakla birlikte son yıllarda sık yapılan değişiklikler ve düzenlemeler ile sistemsel yapısı bozulmuştur ve dönemsel düzenlemeleri takip etmek hem mükellefler hem de vergi idaresi açısından oldukça zor hale gelmiştir. Bu durumda KDV?de değişiminin gündemde olduğu bu günlerde sistemi revize etmek suretiyle aksayan yönlerin de giderilmesi hem vergi adaleti hem de mükellefler arası eşitlik ilkeleri gereğince oldukça önem arz etmektedir. KDV?nin en önemli özelliği olan indirim mekanizması ile mükellefler alış yaptıkları mal ve hizmetler dolayısıyla yüklenmiş oldukları vergiyi satışları nedeniyle hesaplanan KDV?den indirebilmektedir. Ancak faaliyetini sona erdiren mükellefler için bu indirim uygulamasından yararlanmak mümkün bulunmamaktadır. Bu makale ile faaliyetini sonlandıran mükelleflerin devreden KDV?lerinin ne olacağı ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri getirilmek amaçlanmaktadır. KDV sistemindeki en önemli özellik olan indirim mekanizmasının mükellefler üzerinde yük oluşturmaması ve eşitlikçi uygulamalar için neler yapılması gerektiği ortaya konulmaktadır.