1950’li yıllarda yaşanan sanayileşme ile birlikte İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi kentler yoğun göç alarak kontrolsüz bir büyüme süreci içine girmişlerdir. Bu büyümeye karşılık verecek planlı alan bulunmaması ve konut sayısının yetersiz olması gecekondulaşmaya sebep olmuştur. Bu durum zamanla şehirlerimizde rahatsızlık yaratmaya başlamış ve yetkililerce arayış içine girilmiştir. Bu noktada 1984 yılında gerçekleştirilen bazı yasal değişiklikler, gecekondu dönüşüm sürecine yönelik atılmış ilk adım olma özelliği taşımaktadır. 1984 yılından sonra bu alanda birçok yasal değişiklik yapılmasına karşın dönüşüm süreci, 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile seferberlik boyutuna ulaşmıştır. Günlük hayatta ‘kentsel dönüşüm’ olarak isimlendirdiğimiz bu dönüşüm sürecinde, bugüne kadar 460.9553 bina yıkılmıştır. Milyonlarca vatandaşımızın hayatını doğrudan etkileyen bu sürecin vergisel boyutu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!

Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.