Devlet, varlığını koruyabilmek ve fonksiyonlarını icra edebilmek için bir takım mali (ekonomik- iktisadi) kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Bu kaynaklar arasında en önemli olanını, şüphesiz, vergiler oluşturmaktadır. Vergi, devletin egemenlik gücüne dayanarak, ekonomik birimlerden, Anayasa ve ilgili diğer kanunlar çerçevesinde karşılıksız ve zorla aldığı parasal değerlerdir. Devlet, vergilerden elde etmek istediği geliri maksimum bir seviyeye çıkarma düşüncesinde iken, vergi mükellefleri ise gelirlerinin veya ekonomik değerlerinin daha az bir kısmının vergilendirilmesini istemektedir. Vergi ödemek, hemen her mükellef için birtakım ekonomik ve psikolojik baskılara sebep olmaktadır. Devletin, söz konusu ekonomik ve psikolojik baskıları önlemek ya da azaltmak için yapmış olduğu çeşitli çalışmalar vardır. Devletin, vergileme sürecini daha kolay, diğer bir ifade ile daha az bir maliyetle gerçekleştirebilmesi için, yapmış olduğu yasal düzenlemeler, uyguladığı bir takım maliye- vergi politikaları ve izlemiş olduğu çeşitli stratejiler bulunmaktadır. Diğer taraftan devletin, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu tespit etmek ve vergi kayıp-kaçağını önlemek için yaptığı vergi denetimi (incelemesi) vardır. Bu faktörler, vergi mükellefleri üzerinde daha çok birtakım maddi etkiler meydana getirmektedir. Yapılan bu çalışmaların “Vergiye Gönüllü Uyum” esasını etkilemesiyle beraber, vergiye gönüllü uyum esasına etki eden etik (ahlâk), eğitim düzeyi, toplumsal yapı ve vergi bilinci gibi vergi mükelleflerini manevi yönden etkileyen faktörler de söz konusudur. Bu çerçevede; vergi uyumunun gerçekleştirilmesinde etiğin önem ve etkisinin kısaca açıklanması, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.

Açıklamasıİndir
Makale

Makale PDF olarak indirilebiilir.