Literatürde vergi cenneti olarak tanımlanan bazı ülke ve yetki alanları sağlamış oldukları gizlilik ve vergisel kolaylıklar nedeniyle zengin bireylerin, çok uluslu şirketlerin ve suç örgütlerinin finansal varlıklarını yerleştirdikleri gözde mekânları olmuştur. Söz konusu ülke ve yetki alanlarıyla mücadelede devletlerin tek başlarına güçlerinin yetersiz kalması uluslararası işbirliğini zorunlu kılmıştır. Ancak, vergi cennetlerinin tespitinde kullanılan kıstasların şeffaflık ve bilgi değişimi gibi kıstaslarla - düşük nominal ve önemli derecede faaliyette bulunma gibi kıstaslar dışlanarak- sınırlandırılması nedeniyle bu mücadelenin özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından şu ana kadar etkili ve verimli sonuçlar ürettiğini söylemek mümkün değildir. Vergi cennetleriyle ilgili günümüze kadar oluşmuş olan yazına göre vergi cenneti olarak kabul edilmesi imkânsız olan Türkiye’nin özellikle şeffaflık konusunda mevzuatını geliştirecek alanı bulunmakla beraber 18 Şubat 2020 tarihli Avrupa Konseyi kararında olduğu gibi politik saiklerle haksız bir şekilde kara listeye alınabilecek olmakla uyarılması Türkiye tarafından kabul edilemez niteliktedir.

Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!

Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.