Bilindiği üzere, anonim şirket, borçlarından dolayı yalnız malvarlığı ile sorumlu bulunan bir ticaret şirketidir. Anonim şirketin pay sahipleri ise, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludurlar. Hal böyle olunca, anonim şirket sermayesinin korunması, şirket alacaklıları ve de ticari ilişkilerin güvenli seyri açısından önem arz etmektedir. Zira, anonim şirketin mali durumunun bozulması ve esas sermayesinin karşılıksız kalması "sermayenin korunması ilkesi'ni zedeleyen ve alacaklıların tahsilini güçleştiren bir durumdur. Bu hususları göz önünde bulunduran Yasa Koyucu, 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu (ETK)'nda anonim şirket sermayesinin korunması için bazı emredici hükümler sevk etmişti. Bunlardan birisi de, ETK'nın 324. maddesinde yer alan ve anonim şirketin esas sermayesinin karşılıksız kalması ve borca batık olması halinde alınması gereken tedbirleri düzenleyen hükümdü. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu2 (YTTK)3 da sermayenin korunması ilkesine özel önem vermiş ve anonim şirket yönetim kuruluna, şirket sermayesinin kaybedilmesi veya şirketin borca batık olması hallerine ilişkin birtakım görevler yüklemiştir. Ancak, gerek ETK'da gerek TTK'da yer verilen bu hususun uygulamada yeterince bilinmemesi nedeniyle, anonim şirket yönetim kurulu üyeleri Kanunla kendilerine yüklenilen görevleri yerine getirmekte zaman zaman ihmal gösterebilmektedir. Oysa, anılan görevlerin ihmali sorumluluklarının doğmasına yol açmaktadır. İşte bu çalışmada, mali durumu bozulan, bir başka deyişle sermayesini kaybeden veya borca batık duruma gelen anonim şirketlerde yönetim kurulu tarafından yapılması gereken işlemler üzerinde durulacaktır.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.