Vergi, kamu harcamalarýnýn finansmanýnda kullanýlan en etkili araçlardan biridir. Vergilerin bu fonksiyonu yerine getirmesi þüphesiz etkin bir vergi sistemine baðlýdýr. Vergi sistemleri mükelleflere birçok ödev ve sorumluluk yüklemekte olup bu yükümlülüklerin bir kýsmý ölüm ile sonlanmamaktadýr. Ölüm, her ne kadar çok yönlü etkileri ve sonuçlarý olan bir durum olsa da hukuki yönüyle vergilendirme rejimlerine de etki eden ve sonuçlar doðuran bir olgudur.

Dar mükellef kurumlarýn Türkiye'de iþyeri veya daimi temsilcileri vasýtasýyla kazanç veya irat elde etmeleri ile Türkiye'de iþyeri veya daimi temsilcileri olmadan kazanç veya irat elde etmeleri, vergilendirilmeleri açýsýndan fark oluþturmaktadýr. Kurumlar Vergisi Kanunu'nda kurumlarýn elde ettikleri kazançlarýn vergilendirilmemesine yönelik birtakým düzenlemeler mevcut olup bu düzenlemelerden bazýlarý dar mükellefler açýsýndan da uygulanabilir düzenlemelerdir. Kazanç veya iradýn istisna tutulmasýna yönelik bu düzenlemelerden dar mükellef kurumlarýn hangi þartlar dâhilinde yararlanacaðý hususu önem arz etmektedir.

Kentleþme politikalarý ve kentsel dönüþüm projeleri ile ülkemizde inþaat sektöründe yaþanan canlýlýk sonucu birçok apartman ve bu apartmanlarý bünyesinde bulunduran siteler inþa edilmektedir. Yüzlerce insanýn bir arada yaþadýðý bu yaþam alanlarýnýn ortak ihtiyaçlarýnýn giderilmesi için site ve apartman yönetimleri oluþturulmakta, kapýcý, bahçevan gibi hizmetliler istihdam edilmektedir. Yine bu yönetimler ihtiyaçlarýn giderilmesi maksadýyla düzenli olarak kat maliklerinden veya oturanlardan aidat dediðimiz gider karþýlýklarý toplanmakta ve harcamalar yapýlmaktadýr. Genel amacý ortak ihtiyaçlarýn karþýlanmasý olan site ve apartman yönetimleri bazý durumlarda gelir de elde edebilmektedir. Birçok gelir-gider iþleminin muhatabý olan bu oluþumlarýn vergi kanunlarý karþýsýnda da bir takým yükümlülükleri bulunmaktadýr.