Sermaye şirketlerinin ortakları, farklı saik-lerle sermaye artışı kararı alabilmektedirler. Ortakları sermaye artışına iten nedenlerin başında, şirket faaliyetlerinin reel büyümesi sonucunda yeni yatırımlar için gerekli fon ihtiyacını karşılamak gelmektedir. Sermaye koyan ortaklar da bundan maksimum düzeyde getiri elde etmeyi beklerler. Ancak yapılacak yeni yatırımlardan bekledikleri kazancın geriye dönüşümünün belli bir zaman dilimine yayılacağı düşüncesi ve Keynes?in yatırım teorisinde önemli rol oynayan sermayenin marjinal etkinliği (Marginal efficiency of Capital) ortakların nakitlerini yatırıma aktarmalarında caydırıcı etki yaratabilmektedir. İşte bu saydığımız sebeplerle ortakların sermaye artırımına ilişkin bakışlarında oluşan çekincelerini vergi avantajıyla gidermek ve cazip hale getirmek amacıyla, Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 10?uncu maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu hükümle, nakit artırılan sermaye üzerinden heaplanan faizin kurumlar vergisi matrahından indirilerek özkaynağa dayalı sermaye artışı teşvik edilmiştir. Bu çalışmamızda, nakit sermaye artışına getirilen faiz indirimiyle sağlanan vergi avantajı ve yapılacak nakdi sermaye artırımlarının TTK?nın 462. maddesi karşısında butlan (geçersiz) sayılabileceği ihtimali üzerinde tespitler yapılmış ve dikkat çekilmiştir.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi pdf olarak indirebilirsiniz.