Hisse senetleri, temsil ettikleri kuruluş ya da ortaklık sermayesinin birbirine eşit kısırnlara ayrılmış parçalarından herbirinin karşılığı olmak üzere. kendilerine bir takım hak ve yetkiler bağlanan, kanunda gösterilen şekiliere uygun birer kıymetli evraktır . Hisse senedi sahiplerinin ise bu sahiplikten dolayı bazı hakları bulunmakta olup, bu hakları genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:- Şirket karından pay alma hakkı. - Şirket yönetimine katılma ve oy kullanma hakkı. - Rüçhan hakkı. - Tasfiyeden pay alma hakkı, - Kurumun ya da şirketin faaliyetleri hakkında bilgi alma hakkı , - Sahip olduğu hisse senetlerini satma hakkı. Hisse senetlerinden iki değişik türde kazanç elde edilmesi söz konusudur. Bunlardan birincisi hisse senetlerinden kôr payı elde edilmesi şeklinde iken; bir diğeri. hisse senetlerinin alım satımı suretiyle kazanç elde edilmesidir. Gerçek kişilerce, hisse senetlerinden elde edilen kôr payı. Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesi gereğince menkul sermaye iradı olarak nitelendirilirken; hisse
senetlerinden elde edilen alım satım kazancı, GVK'nun Mükerrer 80. maddesi uyarınca değer artış kazancı olarak kabul edilmektedir. Ancak, belirtilen bu kazançların ticari bir organizasyon dahilinde elde edilecek olması durumunda ise söz konusu kazançlar ticari kazanç olarak dikkate alınacaktır. Bu bağlamda ticari bir organizasyon olmaksızın gerçek kişilerce elde edilen hisse senedi alım satım kazançlarının vergilendirilmesi yazımıza
konu teşkil edecek olup, aşağıda, vergi idaresince yayınlanan 2321 ve 2572 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri de gözönüne alınmak suretiyle konu ele alınacaktır . Ancak, 2005 yılında elde edilen söz konusu kazançların vergilendirilmesini detaylarıyla birlikte ele alırken, 2006 ve daha sonraki yıllarda elde edilecek aynı tür kazançların vergilendirilmesinden genel esaslar itibariyle bahsedeceğiz.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.