VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmeni

Dilek SEVIMKAN





  • Maddi olmayan duran varlıklar kullanılmaları sonucunda gelirlerde artış yaratan, fayda sağlayan, bedel ödenerek elde edilen ya da işletmenin çalışmaları sonucunda ortaya çıkan varlıklardır. Bu tür varlıkların bazen maddi ya da gayrimaddi duran varlık mı olacağı şeklinde tereddütler oluşabilir. Örneğin bilgisayar programlarında hiç bir zaman için mülkiyet söz konusu değildir ve bilgisayar programları bir başkasına devredilemez, o programı lisans sözleşmesinde belirtilen kişi ya da kişiler kullanabilir. Bilgisayar programlarında mülkiyet değil kullanım lisans hakkı alınır. Bu nedenle bilgisayar programlarının maddi bir varlığından bahsedilemez. Bu çalışmamızda maddi olmayan duran varlığın unsurları, kapsamı, hesap planı içerisindeki yeri ve Türk Ticaret Kanunu, Vergi mevzuatı, Sermaye Piyasası Kanunu, ülke genelindeki uygulama ile envanteri hususları üzerinde durulacaktır.

  • Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile saptanan usul ve esaslar, vergi mevzuatı hükümlerini esas almamış, bir çok konuda ticaret hukuku kurallarını benimsemiştir. Diğer bir anlatımla, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde mali kar değil, şirket ortaklarına dağıtılacak karın tespitine yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Dönem karını Tekdüzen Hesap Planına göre hesaplayan işletmeler, ticari kar ile mali kar arasında meydana gelen farkı bilanço veya gelir tablosu üzerinde gideremeyecek, vergiye tabi safi kazancını mali tablolar dışında hesaplayacaktır. Nitekim 4 no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile Maliye Bakanlığı gelir vergisi mükelleflerinin mali karlarını hesaplayabilecekleri bir form yayımlamıştır. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile yapılan düzenlemeler, vergi mevzuatı ve uygulamasından tamamen bağımsız olarak ve vergisel kaygılar ön planda tutulmaksızın hazırlanmıştır. Bu itibarla, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinde vergi mevzuatına kıyasen farklılık gösteren düzenlemeler yer almaktadır . Maliye. Bakanlığı, 4 ve 6 sıra no.lu tebliğlerle, "uygulamanın yeni ve mükelleflerimizin uygulamaya yeterince nüfuz edernemeleri nedeniyle, muhasebe standartları yürürli.iğe girinceye kadar mükellefleri~ Tekdüzen Hesap Sistemi çerçevesinde ileri tarihli çekler ile alacak ve borç senetlerini reeskonta tabi tutmaları ve kıdem tazminatı için karşılık ayırmaları ihtiyaridir" şeklinde açıklamada bulunmuştur. Ancak Maliye Bakanlığı halen muhasebe standartlarını yayımlamamıştır. Burada, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinde yer alan aykırı düzenlemelerden 213, sayılı Vergi Usul Kanunu ile örtüşmeyen hususlar ve düzenlemeler açıklanmaya çalışılacaktır.