Kamu sosya l güvenlik sistem inin tamamlayıc ı s ı olarak, bireylerin emek l iliğe yönelik tasarruflarının yatır ıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gel ir sağlanarak refah düzeylerinin yükseltilmes i, ekonomiye uzun vadeli kaynak ya ratarak istihdamın artırılması , sermaye piyasalarınaderinlik kazandırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katı lı ma dayalı ve belirlenmiş katkı esası na göre oluşturulan bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesi amacı y l a 2001 y ılında 4632 say ılı " Bireysel Emeklilik Tasarruf Ve Yat ırım Sistemi Kanunu'" yürü rlü ğe konu lmu ştu r . Daha sonra sistemin gel i şmes i ve kendisinden beklenen katkıları sağlaması amacıyla 4697 say ılı " Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun2 " ile sisteme yönelik vergisel teşvikler düzenlenmiştir. Takip eden dönemde yi ne vergi kanunlarında değişiklik yapan kanu nl arla, verg isel teşvikiere yenileri e kl enmiştir . Yaz ınıızd a, getirilen bu vergisel teşviklerin gelir, kurumlar ve diğer vergi kanunl a rı karşısındaki durumu ve teşv ikl e rin uygulanmasında özellik arz eden hususlar aç ıkl a nm aya çalı şılacakt ır .
Türk kamu hukukunda ekonomik olarak aynı anlamı ifade etmekle birlikte, vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için iki farklı düzenleme mevcuttur. Bu kapsamda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunla düzenlenen gecikme zammı kavramı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 112. maddesinde yer bulan gecikme faizi kavramının açıklanması çalışmamız ın konusunu teşkil etmektedir.
5422 sayılı (eski) Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin (12) numaralı bendinde düzenlenen taşınmaz ve iştirak hissesi sat ı ş kazançlarına ilişkin istisnaya, 55202 sayılı (yeni) Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin (e) bendinde yer verilmiş olup, eski kanunda düzenlenen bahse konu istisnadan bir tak ım farklılıklar arz etmektedir. Yazımııda 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu sonrası kurumların en az iki tam yıl süre ile aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlara uygulanan istisnaya ilişkin açıklamalara yer verilecek olup, ayrıca eski ve yeni kurumlar vergisi kanununda yer alan söz konusu istisnanın karşılaştırması yapılacaktır.
Bilindiği üzere, 5035ı sayılı Kanunla, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik ile indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yolu ile telafi edilemeyen vergilerin yılı içinde de mahsuben iade edilebilmesine i l işkin yasa l düzenleme yapılmıştır. Ancak, söz konusu değişiklik 01.01.2004 tarihinden itibaren geçerli o l mas ı na rağmen, Bakanlar Kuru lunca yı l ı içinde mahsuben iadeye ilişkin sınırın belirlenmemesi ve gelir idaresinin de bu konuda uygulamaya yön verecek herhangi bir düzenleme yapmaması nedeniyle, 2004 ve 2005 yıllarında indirimli orana tabi iş l emler nedeniyle yılı içinde mahsuben iade işlemi gerçek l eşmemiştir. Takiben 2006/103793 sayılı Bakan lar Kurulu Kararı ile yılı içinde mahsuben iadeye i lişkin alt sınır tespit edilmiş , 99 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Teb l iği 4 ile de indirim li orana tabi işlemler nedeniyle hesaplanan iade tutarlarının y ı l içinde mahsuben iade edilmesine i l işkin usul ve esas lar belirlenmiştir . Bu nedenle çalışmamızda; 99 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Teb li ği ile getirilen son düzen lemeler ış ı ğ ı nda, indirim li orana tabi işlem l er nedeniyle yüklen ilen ve indirim yo lu ile te lafi edilemeyen vergilerin mükell eflere iadesine il i şkin açıklamalara yer veri lecektir. Yazımızın son bölümünde ise, indirimli orana tabi teslimler nedeniyle yüklenilen vergilerin hesabında, amortismana tabi iktisadi kıymetlerden pay verilmesi hususu tartışma konusu yapılacaktır.
Bilindiği üzere katma değer vergisinin en önemli öze l liği indirim mekanizmasına sahip olmasıdır. katma değer vergisi nin bu özelliği ; mükelleflere hasılatları üzerinden hesaplamış oldukları katma değer vergisi nden, mal ve hizmet satın alırken ödemiş oldukları katma değer vergilerini indirme imkanı sağlamaktadır. Ancak, kanun koyucu bazı hallerde katma değer vergisi nde vergi indirimine sınırlamalar getirmiştir. Bu sınırlamalardan birisi de 3065 sayılı katma değer vergisi Kanunu'nun 1 30/b maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması ve işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi nin indirimine izin verilmemiştir. Makalemizde jeeplerin ve 4x4 arazi taşıtların ı n binek otomobili kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu kapsamda bunlara ilişkin olarak yüklenilen katma değer vergi lerinin indirim konusu edilip edilerneyeceği üzerinde durulacaktır.