VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi

Serdar YÜCEL





  • (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan 38.11 GTIP numaralı malların, ÖTV mükellefleri tarafından (rafineridler hariç) sanayi sicil belgesini haiz olan KDV mükellefi imalatçılara tesliminde, ÖTV'nin tamamının tevkif edilerek yeni oluşturulan (6) numaralı beyanname ile beyan edilmesi ve ödenmesine ilişkin 19.04.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 34 seri nolu ÖTV Genel Tebliği ile düzenlemeler yapılmıştır. Tevkif edilen verginin beyanı, ödenmesi, belge düzeni, düzeltme işlemleri ve cezai yaptırımlarına ilişkin söz konusu tebliğde ayrıntılı düzenlemeler yapılmış olup, çalışmamızda konunun, daha sade ve anlaşılabilir açıklamalarla ve bir örnekle ortaya konulmasına çalışılacaktır.

  • Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde hakediş ödemeleri üzerinden %3 oranında tevkifat yapılması konusunda genelde iki husus üzerinde hatalar yoğunlaşmaktadır. Bunlardan birincisi, taşeronlara devredilen işlerle ilgili taahhüt sözleşmelerinde işlerin parçalara bölünmesi suretiyle takvim yılı aşılmaması üzerine yapılan muvazaalı sözleşmelerden kaynaklanan hatalardır. İkincisi ise bir inşaat işi yapılan sözleşmeye göre başladığı takvim yılı bitmesi gerekirken herhangi bir sebeple bitmeyerek ertesi takvim yılına sirayet etmesi durumunda yıllara yaygın inşaat işi haline dönüşmesinden kaynaklanan hatalardır.

  • 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ticaret Kanununun1 (TTK) "Denetleme" başlıklı 3. bölümünde; bağımsız denetimin konusu, kapsamı, kimlerin denetçi olarak seçilebileceği, denetçilerin taşıması gereken şartlar, sorumlulukları, yükümlülükleri ve görüş yazılarının çerçevesi çizilmiştir. Şirket yöneticilerine yönelik bilgilerin her türlü belgede yer alması zorunluluğu, yönetim kurulu üyelerinden dörtte birinin yüksek öğrenim mezunu olması şartı, ortakların şirkete borçlanma yasağı, bağımsız denetimin kapsamı, Kanunda düzenlenen cezaların ağır olduğu ve sermaye şirketlerine ilişkin internet sitesi kurma yükümlülüğü gibi konularda yeni TTK ile ilgili olarak kamuoyunda çokça tartışılan ve değişiklik talep edilen hususlar olmuştur. Bu nedenle 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmeden önce yeni TTK'da 6335 sayılı Kanunla* 1 2 çok önemli değişikliklere gidilmiş olup, bazı maddeler ise hiç uygulama imkanı bulamadan kaldırılmıştır. TTK'da tüm anonim ve limited şirketler için bağımsız denetimin zorunlu olmasının çeşitli sakıncalar doğuracağı, gerek bu işi yapacak denetçi sayısının azlığı, gerekse şirketlerin bu konuya sıcak bakmaması, kamuoyunun hazır olmaması vb. nedenlerle 6335 sayılı Kanunla yapılan en önemli değişiklik bağımsız denetimin kapsamının sınırlandırılması olmuştur. Dolayısıyla bu çalışmamızda TTK'da yapılan son değişiklikler ışığında bağımsız denetim konusu detaylı olarak ele alınacaktır.

  • 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ticaret Kanununun* 1 (TTK) "Denetleme" başlıklı 3. bölümünde; bağımsız denetimin konusu, kapsamı, kimlerin denetçi olarak seçilebileceği, denetçilerin taşıması gereken şartlar, sorumlulukları, yükümlülükleri ve görüş yazılarının çerçevesi çizilmiştir. Şirket yöneticilerine yönelik bilgilerin her türlü belgede yer alması zorunluluğu, yönetim kurulu üyelerinden dörtte birinin yüksek öğrenim mezunu olması şartı, ortakların şirkete borçlanma yasağı, bağımsız denetimin kapsamı, Kanunda düzenlenen cezaların ağır olduğu ve sermaye şirketlerine ilişkin internet sitesi kurma yükümlülüğü gibi konularda yeni TTK ile ilgili olarak kamuoyunda çokça tartışılan ve değişiklik talep edilen hususlar olmuştur. Bu nedenle 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmeden önce yeni TTK'da 6335 sayılı Kanunla2 çok önemli değişikliklere gidilmiş olup, bazı maddeler ise hiç uygulama imkanı bulmadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla bu makalemizde sorularla TTK'da yapılan önemli değişiklikler irdelenecektir.

  • 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 2 numaralı fıkrasında indirimli orana tabi işlemlerle ilgili olup yılı içinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca belirlenecek sınırı aşan verginin mükelleflere iade imkânı getirilmiş, bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasların tespiti konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir. Maliye Bakanlığınca ilgili Genel Tebliğlerle KDV iade uygulamasının usul ve esasları belirlenmiştir. Ancak indirimli orana tabi işlemler nedeniyle iade edilebilecek tutarda bir üst sınır olup olmadığı konusunda yasal mevzuatta net bir açıklama olmaması nedeniyle mükelleflerin tereddütler yaşaması ve idarenin uygulamalarının hangi yönde olduğunun merak edilmesi nedeniyle hazırlanan makalemizde bu konu irdelenmeye çalışılmıştır.

  • Yapı denetim kuruluşları; 3194 sayılı İmar Kanununda belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile ruhsata tâbi olmayan yapılar ve tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini yapan, Bayındırlık Bakanlığından aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. 4708 sayılı Yapı Denetimi hakkında Kanun ile genel çerçevesi ve alt yapısı oluşturulan yapı denetim kuruluşlarının genel ticari işletmelere göre işleyişindeki farklılıkların ortaya konulması ve vergilendirmede karşılaşılan bir takım sorunlar bu makalemizin konusunu oluşturacaktır.