Katma Değer Vergisinin uygulamasında iki ayrı ana prensip bulunmaktadır. Bunlardan birincisi "Orjin" çıkış ülkesinde vergilendirme, diğer bir anlatımla dış ticarete konu mal ve hizmetin üretildiği ülkede vergilendirilmesi, ikincisi ise "Destinasyon" varış ülkesinde vergilendirme, diğer bir deyişle dış ticarete kamu mal ve hizmetin tüketildiği faydalandığı ülkede vergilendirilmesidir. Türkiye'de uygulanmakta olan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Avrupa Topluluğu (AT) direktifleri ve diğer yabancı ülke uygulamalarını dikkate alarak "Destinasyon ilkesini" benimsemiş, buna paralel olarak her türlü mal ve hizmet ihracatını KDV'den istisna tutarken, hizmet ithalini de vergi kapsamına alınmıştır. . Mal ve hizmet ihracatı KDVK'nun 11. rı:ıaddesinde düzenlenmiştir. Biz bu yazımızda; KDVK.nun 11/1-a maddesinde yer alan "ihracat teslimlerine ilişkin hizmetlerde KDV istisnası" konusunu, Danıştay 11. Dairenin 13.01.1997 tarih, Esas 1995/5054 ve Karar 1997/168 sayılı kararını da dikkate almak suretiyle irdeleyeceğiz.
2.6.1995 taıih ve 22301 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4108 sayılı Kanunla; "Hayat Standardı Esası" uygulamasına yeni değişiklikler getirilmiştir . Bu değişikliklerin açıklanmasına ilişkin 190 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği 11 .01.1996 tarih ve 22520 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu yazımızda · hayat standardı esasındaki y~ni değişiklikler ve nakliyecilerde hayat standardı uygulaması konusunda bir soıun ile bu konudaki önerilerimiz yer alacaktır
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 177. maddesindeki hacllerin geç yayınlanması nedeniyle, Maliye Bakanlı ğının VUK.nun 221. maddesindeki defter tasdik süresini uzatmaya ve YUK'nun 352. maddesindeki usulsüzlük cezasını kaldırmaya yetkili olmamasına karşın , yayınlamış olduğu 246 Seri No'lu VUK'nu Genel Tebliği ile defter tasdik süresini 15 Ocak 1996 tarihine kadar uzatmış ve kesilecek usulsüzlük cezasını kaldırmıştır. Bu yazımızda, 246 Seri No'lu VUK Genel Tebliğinin bir değerlendilmesi ile, hukuki sonuçlan hakkında göıüş ve önerileriınizi açıklayacağız .
Gelir ve Kurumlar vergileri aslına bağlı olarak salınması gereken fon payı, fark vergi çıkhğmda da cezalı olarak salmmakta, verginin bir mütemmini olarak nitelendirilmek suretiyle uzlaşma, indirim ve dava müesseselerinde birlikte dikkate alınmaktadır. Keza, Net Aktif Vergisi ve Ekonomik Denge Vergisinde de, bu vergilerin matrahlarmda meydana gelen değişiklikler (Vergi incelemesi vb.) dikkate alınarak cezalı Net Aktif Vergisi ve Ekonomik Denge Vergisinin salınması gerektiği bu vergilerin mevzuatlannda yer almaktadır. Yine benzer bir uygulama geçici vergi uygulamasında da sözkonusudur. Bu yazımızın amao, 15 Haziran 1985 gün ve 18785 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 04 Haziran 1985 gün ve 2113 sayılı "Maden Kanunu'nun 14'ncü maddesine göre, maden sahasmdan çıkarılacak cevherlerden işletme yıllık kôr üzerinden alınan Devlet hakkı ve Madencilik Fonu iştiraklerinin, vergi incelenmesi sonucunda işletmenin körının beyanından fazla saptanması durumunda, cezah olarak Devlet hakkı alınıp alınmayacağı konusunu tartışmaktır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 175. maddesine, 7 Eylül 1991 tarih ve 20984 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 3762 sayılı Kanunun 1'nci maddesiyle eklenen 2'nci fıkrasındaki, 11Ancak, Maliye ve Gümrük Bakanlığı; muhasebe standartları, tek düzen hesap planı ve mali tabloların çıkarılmasına ilişkin usul ve esasları tesbit etmeye bunları mükellef, şirket ve işletme türleri itibariyle uygulamaya ve buna ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. 11 yetkiye ve aynı kanunun mükerrer 257'nci maddesindeki 11M.G.B. mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tesbit etmeye, bu kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi mecburiyetini kaldırmaya, VERGİ KAYlP VE KAÇAGINI ÖNLEMEK AMACIYLA tutulmakta olan defter ve belgelerin mahiyet şekil ve ihtiva edeceği hususları belirlemeye .... yetkilidir. " yetkiye istinaden Maliye Bakanlığı ilki 26.12.1992 tarih 21447 sayılı mükerrer Resmi Gazete'de ilk tebliğin % 70'ini değiştiren 71 A ve 7 /B seçeneğin de değişiklik yapan, ikincisi 16.12.1993 tarih ve 21790 sayılı Resmi Gazete'de, son olarakta 18.9.1994 tarih 22055 sayılı Resmi Gazete'de olmak üzere üç ayrı tebliğ yayınlanmıştır.