213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257' nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendi ile Maliye Bakanlığı'na; mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir. 4962 sayılı Kanunun 17/A-c maddesiyle bu bentte yer alan banka veya benzeri finans kurumlarınca ibaresi 07.08.2003 tarihinden itibaren "banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince" şeklinde değiştirilmiştir. Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin b a nka, benzeri finans kuruml a rı veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu 320, 323, 324 ve 332 nolu Genel Tebliğleri ve 1 nolu VUK Sirküleri ile düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenleme ile ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmıştır.
08/04/2006 tarih ve 26133 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5479 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Ve Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2' nci maddesiyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Ticari ve Zirai Kazançlarda Yatırım indirimi istisnası" başlıklı 19'uncu maddesi yürürlükten kaldırıl mıştır. Kazan ı lmış hakların korunması amacıyla aynı kanunun 3 üncü maddesi ile de Gelir Vergisi Kanunu'na, Geçici 69' uncu madde eklenmiştir. Anı lan Kanun i le gelir vergisi oranlarında ve kurumlar vergisi oran ı nda yapılan indirimiere paralel olarak "Yatırım indirimi" uygulamasına son verilmekte, ancak yatırım indirimi uygulaması açısından geçiş hükümleri düzenlenmektedir. 5479 Say ıl ı Kanun' la getirilen mevzuat hükümleri ve hukukun genel prensipleri doğru l tusunda yatırım indirimi i le ilgi li kazanılmış haklara ilişkin açıklamalara ve kişisel görüşlerimize aşağıda yer verilmiştir.
Vergi hukukumuzda biri tahakkuk (tarh) zamanaşımı diğeri tahsil zamanaşımı olmak üzere iki zamanaşı mı süresi vardır. Tarh zamanaşı mı ile ilgili hükümler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda, tahsil zamanaşımı ile ilgili hükümler ise 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmiştir. Vergi cezaları ile ilgili hükümler de yine Vergi Usul Kanununda yer almaktadır. Yazımızda kısmi anlamda zamanaşımı kavramı açıklanmış ve takdir komisyonuna sevk ile bu kararlara karşı zamanaşımı uygulaması hususları incelenmiştir.
29.07.1998 tarih ve mükerrer 23417 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanun ile geçici vergide önemli değişiklikler yapılmıştır. Anılan kanun öncesinde geçici verginin, önceki döneme ait gelir/ kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan verginin, gelir vergi mükellefleri için %50'si, kurumlar vergisi mükellefleri için ise %70'i olarak hesaplanması öngörülmekteydi.4369 sayılı kanunun 52. maddesi ile 1.1.1999 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120. ma.ddesinde önemli değişiklik yapılmış, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun ise geçici vergiyi düzenleyen mükerrer 40. maddesi yürürlükten kaldırılmış ancak 25. madde hükmü "kurumlar vergisi ve geçici verginin oranı" başlığıyla yeniden düzenlenmiştir. Yazımızda geçici vergi dönemleri geçici vergi matrahı ve geçici vergide %1 O'u aşan yanılma payında ilave tarhiyata konu geçici verginin nasıl hesaplanacağı hususu Gelirler Genel Müdürlüğünün 07.06.2000 tarih ve B.07.0.GEL.0.49/4928-32 sayılı yazısında belirttiği görüşünede yer verilerek, incelenecektir.