Bilindiği gibi, ülkemizde yıllardan beri süregelen yüksek enflasyon, iktisadi kıymetlerin değerinde fiktif artışlar meydana getiriyor ve bu iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması durumunda, enflasyon nedeniyle meydana gelen fiktif kazançların vergilendirilmesi sonucunu doğuruyordu . Böylece işletmeler, bu gibi durumlarda gerçek gelirleri üzerinden değil sermayeleri üzerinden vergi ödemek zorunda kalıyorlardı. işte enflasyonun vergi matrahları üzerindeki bu etkisini azaltmak amacıyla ilk olarak 1983 yılında YUK'nun Mükerrer 298'nci maddesi ile yeniden değerleme müessesesi getirilmiş olup, yine aynı amaca yönelik olarak, 3946 sayılı yasanın 8'ind maddesi ile GVK'nun 38'nci maddesinin sonuna eklenen fıkra hükmü ile, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin aktiflerinde bulunan gayimenkul ve iştirak hisselerinin elden çıkarılması durumunda, maliyet bedelinin hesaplanmasında yıllar itibariyle yeniden değerleme oranında arhrılmak suretiyle kazanç tespitine imkan tanınarak, sözkonusu iktisadi kıymetlerin enflasyondan kaynaklanan değer arhşları vergi matrahı dışında tutulmuştur. Bu durumda, yeniden değerleme ile başlahlan enflasyon muhasebesine geçiş sürecine gayrimenkul ve iştirak hisselerinin maliyet revizesi ile devam edilmiştir. Gayrimenkul ve iştirak hisselerinin maliyet ve revizesine ilişkin olarak getirilen ve GVK'nun 38'nci maddesinin sonuna eklenen fıkra hükmünün uygulamasına yönelik 49 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği , 10.2.1995 tarih ve 22198 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmışnr. Ancak, mükellefler henüz bu kanun ve tebliğ hükümlerini uygulama fırsatı bulamadan, GVK'nun 38'nct maddesine eklenen fıkra hükmü, 2.6.1995 tarih ve 22301 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 4108 sayılı kanunun 18 nci maddesi ile yeniden düzenlenmiş olup, bu yeni düzenleme sonucunda eski yasa hükmünde çeşitli değişiklikler yapılmakla birlikte bizce en önemlisi yasanın önceki düzenienişinde bir eksiklik olarak görülen ve gözardı edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlerinde, maliyet revizesi kapsamına alınmasıyla , enflasyon muhasebesine geçiş süresinde çok önemli bir adım daha atılmıştır. Çünkü enflasyonun gayrimenkul ve iştirak hisselerinin değerinde meydana getirdiği fiktif artış, aynı zamanda işletmelerin aktiflerinde önemli bir yer tutan amortismana tabi iktisadi kıymetler içinde geçerli olup, bunların sözkonusu maliyet revizesine ilişkin düzenlemenin dışında tutulması , vergilendirme açısından adaletli bir uygulama olarak kabul edilemezdi. İşte bu düşünceden hareketle, yapılan düzenleme ile maliyet revizesine ilişkin GVK'nun 38'nci maddesinin son fıkra hükmüne amortismana tabi iktisadikıymetlerin de alınmasıyla enflasyon muhasebesine geçişte önemli bir eksiklik daha giderilmiş bulunmaktadır.