Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinde yer alan "Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı" kapsamlı bir konu olup, düzenlemenin yer aldığı maddenin her bir bendi ayrı bir makale konusudur. Biz bu makalemizde, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinin 7. bendinde yer alan ve aynı maddenin 6. bendine göre yapılacak düzeltme işlemlerinde dikkate alınması gereken "Hazine Zararı" koşulunun hangi durumlarda ortaya çıktığını/çıkmadığını anlatmaya çalışacağız.
Mükellefler sahip oldukları ya da kiralama yoluyla edindikleri iktisadi kıymetler için normal bakım ya da temizleme giderleri gibi günlük giderlerin yanı sıra iktisadi kıymete yeni bir tertibatın eklenmesi gibi iktisadi kıymetin ömrünü uzatıcı ve yararı birden fazla yıla sirayet edecek giderler de yapmaktadırlar. Özel maliyetlerin söz- konusu olduğu durumsa, kiralama yoluyla edinilen iktisadi kıymetlerin ömrünü uzatıcı veya değerini artırıcı giderlerdir. Ancak sözkonusu giderlerin özel maliyetler olarak dikkate alınabilmesi için temel şartlardan biri de, kira süresi sonunda asıl iktisadi kıymetten sökülmesi mümkün olmadığından, yaptırılan iktisadi kıymetin kiralayana bırakılmasının zorunlu olmasıdır. İşte bu noktada da kira süresi sonunda kiracı tarafından kiralayana bir teslim sözkonusu olmaktadır. Konunun karmaşıklığından dolayı, özel maliyetlerle ilgili temel mevzuata yer verildikten sonra, özellikle bu durumu muhasebe kayıtlarıyla açıklayarak anlatmaya çalışacağız.
Tekerrür, kelime olarak; yinelenme, tekrarlanma, bir daha olma, anlamını taşır. Cezayı gerektiren fiillerin tekrar işlenmesinin önlenmesi için aynı fiile ilişkin cezanın kesinleşmesinden sonra tekrar işlenmesi halinde bu fiillerin cezası artırılarak uygulanır. Bu hükme Vergi Usul Kanu- nu'nda yinelenme, tekrarlanma anlamına gelen "tekerrür" adı verilmektedir. Genel ceza hukukunda da yer alan bu müessese ile cezaların caydırıcı olması amaçlanmaktadır.
Şahıs şirketleri ile sermaye şirketlerinin farklı vergilendirme usul ve esaslarına tabi olmaları nedeniyle uygulamada şirketlerin nev'i değiştirmek suretiyle başka bir şirket türüne dönebilmeleri mümkündür. Öte yandan aynı nev'ideki iki ya da daha fazla sayıdaki şirketin çeşitli nedenlerle birleşmeleri de mümkündür. Yazımızın izleyen bölümlerinde özellikle kurumlar vergisi mükellefiyetine tabi olan şirketlerin nev'i değiştirme ve birleşme müesseseleri sonucunda vergileme esasları ve özellik arz eden durumları ana hatları itibariyle açıklanacaktır.
Makalemizde, 5520 sayılı kurumlar vergisi kanunu ile yapılan değişikliklerden kurumlar vergisinin 5. maddesinin 1-e bendiyle taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnasını düzenleyen hükmün açıklanmasına çalışılacaktır. Özellikle bu istisna hükmünde yer alan şartların ihlali halinde kesilecek cezaların ne zaman zamanaşımına uğrayacağıyla ilgili düzenlemeye dikkat çekilecektir.