Ticari işletmeler, emek ve sermayeden müteşekkil, devamlı bir organizasyon şeklinde ve işletmeye dahil iktisadi kıymetlerle faaliyet göstermekte olup, amacı kar elde etmektir. Dönem kazancının tespitinde, işletmeye dahil emtia dengesi önemlidir. Ticari kazancın işletme esasında tespitinde, bir hesap döneminde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farkın (elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları, giderler ise tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade etmekte olup, emtia alım satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın bulunması için hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata dönem başındaki emtia mevcudu ise giderlere ilave olunmakta), kazancın bilanço hesabına göre tespitinde ise, işletmenin öz sermayesinin dönem sonu ile dönem başı müspet farkının ticari kazancı ifade ettiği Gelir Vergisi Kanununda ticari kazancın tespitinde belirtilmiştir. Bilindiği üzere bilanço usulünde esas, bilanço kalemleri olup, belirli bir dönem içerisindeki sirkülasyonların her aşamasında bilanço kalemlerindeki hareketler şeklinde oluşmakta ve sonuçta dönem sonu ve dönem başı öz sermaye farkı ile işletme kazancı tespit edilmektedir. Bu bağlamda işletme kazancının tespitinde emtia ve emtianın dönem içerisindeki devir hızı iş letme karlılığını etkilemektedir. Bu dengede dönem sonu emtia stoku ile dönem başı emtia stoku bir öz sermaye unsuru olduğundan emtiada meydana gelen değişim ve çeşitli özellikli durumlar, işletme kazanc ı nın tespitini doğrudan doğruya etkilemektedir. işletmeye dahil emtialar, çeşitli sebeplerle kısmen ya da tamamen değer düşüklüğüne uğrayabilmekte veya çalınma ve kaybolma gibi sebepler dolayısıyla zayi olabilmektedir. Bu durumda ise, emtiada Dönem Başı Stok + Dönem içi Alışlar = Dönem içi Satışlar + Dönem Sonu Stok dengesi oluşmamaktadır. Bu anlamda makalemizin konusunu oluşturan çalınma ve kaybolma hadiseleri işletme kazancının hesaplanmasını doğrudan etkilemektedir.