VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmen Yardımcısı

Volkan AKSOYLU





  • Kurumlar Vergisi mükelleflerinde, özellikle de sermaye şirket l erinde şirket o rtakla rı nın normal olarak ortağı olduğu kuruma üçüncü kişiler gibi ,ancak belli ölçüler içinde kalmak şartıyla, faizle borç para verebi leeekierin i ortak-sermaye i 1 işkisi neden i yle kabul etmek gerekir. Ancak ortak olan şirketler arasındaki veya şirketlerle ortağı olan gerçek kişiler arasındaki bu şekilde oluşan doğrudan veya dalaylı ilişkiler, bazen ekonomik hayatın gereği olan zorunlu ve tabii ilişkilerin dışında, muvazaalı olarak oluşturulan ve belirli kişi yada grupların çıkarlarına hizmet eden ilişkiler niteliğinde olabilmektedir. Başka bir ifadeyle ortak yada ortakla ilişikili kişilerden yapılan bu tür borçlanmalar bazı kişi yada gruplara yarar sağlamak amacı ile yada sermaye artırmak yerine sermaye artırımına gitmeden sermaye gereksiniminin borçlanma yoluyla sağlanması amacıyla yapılmaktat ı r. Örtülü sermaye niteliğindeki bu tür borçlanmalar ile hem ortaklardan birine diğerlerinin aleyhine olmak üzere yarar sağlanmakta hem de borçlanma nedeniyle ödenen faiz ve benzeri giderlerin kurum kazancından indirilerek Kurumlar Vergisi matrahı azaltılmaktadır. işte bu nedenle kanun koyucu bu tür muvazaalı işlemler ile kurum kazançlarının aşındırılmasını önlemek amacıyla örtülü sermaye ve örtülü kazanç müesseselerini getirmiştir . 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile örtülü sermaye müessesesinde önemli değişiklikler yapılm ı ş , örtülü sermaye müessesesi tüm unsurları ile objektif ölçülere göre yeniden düzenlenmiştir . Biz bu çal ı şmamızda örtülü sermaye uygulamasını eski ve yeni kanun hükümleri çerçevesinde karşılaştırmalı olarak değerlendirip, bundan sonraki örtülü sermaye uygulamalarının nasıl olacağı konusunda bilgiler vermeye çalışacağız.