Her ne kadar günümüz dünyasında devletin iktisadi işletme meydana getirerek iktisadi faaliyet yürütmesi azalan bir eğilim olsa da devlete, il özel idareleri ne, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faa li yetleri devamlı bulunan iktisadi kamu kuruluşları bulunm a ktadır. 5520 sayılı KVK'nun 1. maddesine göre, sermaye şi rk etle ri , kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları , dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları nın kazançları kurum lar vergisine tabi olup, kurum kazancı , gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşmaktadır. Ayn ı kanunun 2. maddesinde ise; Devlete, il özel idarelerine, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan, sermaye şi rketi ve kooperatif dış ın daki ticari , sınai ve zirai işletmelerin vergilernede eşitlik prensibi uyarınca iktisadi kamu kuru lu şu olarak, kurumlar vergis i mükellefi olmaları sağ l anm ı ş ve rekabet eşitsizliği önlenmiştir. Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, bu maddenin birinci ve ikinci f ı kraları dışında ka lan ve devamlıl ık unsuru taşıyan ticari, sinai ve zirai işletmelerde aynı şekild e kurumlar vergisinin kapsamına alınmışt ır . Bu yaz ımızd a, beledi yeler tarafınd an işleti l en iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi kanunu karşısındaki durumu 5520 sayılı Kanun göz önünde bulundurularak açıklanacaktır .
Günümüzde gelişen teknoloji kredi kartı kullanımını yaygınlaştırmış , işletmelerde nakitle yapılan satışlar yerini kredi kartı ile yapılan satışIara bırakmıştır. Bu noktada, işletmeler için mal ve hizmet satışlarının sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınması büyük önem taşımakta olup, kredi kartları (plastik para) ile yapılan satış işlemlerinin muhasebeleştirilmesi ilgi konusu olmuştur . Bu yazımızda, üye işyeri sözleşmelerinin mahiyeti, tekdüzen hesap planındaki yeri ve konunun nasıl muhasebeleştirilmesi gerektiği örnekler yardımıyla açıklanmaya çalışılmıştır.