Offshore finans merkezleri ya da vergi cennetleri olarak adlandırılan ülkeler kişisel hesap gizliliği ve çok düşük vergi oranları sunarak yurt dışından sermaye çekmeye çalışmaktadırlar. Bu durum, diğer ülkelerdeki vergi gelirlerinin azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca, şeffaflığın azalması kara para aklama ve terörist aktivitelerin finanse edilmesine zemin hazırlamaktadır. Bu yüzden, OECD vergi cennetleri ve zararlı vergi rekabeti konusunda kapsamlı çalışmalar yapmakta ve ülkelerin vergi bilgisi değişim antlaşmaları (tax information exchange agreements) imzalamalarını teşvik etmektedir. Bu konuda 2008 yılına kadar çok ciddi gelişmeler yaşanmasa da, küresel finansal kriz sonrası G20 zirvesinde alınan kararla, finansal sistemin doğru bir şekilde işleyişinin güvence altına alınması ve vergi kayıplarının önlenmesi amacıyla bütün ülkelerin birlik halinde yüksek düzeyde şeffaf olmaları gerektiği üzerinde görüş birliğine varılmıştır.* 1 Ayrıca, küresel finansal kriz sonrası Türkiye'nin de içinde bulunduğu bazı ülkeler "varlık barışı" olarak tanımlanan ve kendi vergi mükelleflerinin çoğunlukla vergi cennetlerinde bulunan gelirlerini ve varlıklarını ülkeye geri getirmeleri için özel beyan programları uygulamışlardır. Bu çalışmada, Türkiye'de 2008 yılında yasalaşan I. Varlık Barışının sonuçları analiz edilmekte ve 29 Mayıs 2013 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren II. Varlık Barışının olası etkileri tartışılmaktadır.