VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Yrd.Doç.Dr.

Ahmet GÖKGÖZ





  • Muhasebe tarafından üretilen finansal bilgiler, finansal tablolar aracılığıyla finansal bilgi kullanıcılarına iletilmektedir. Finansal tablolar, işletmenin finansal durumu ve performansı hakkında bilgi sunmakta olup yönetimin iddialarını ortaya koymaktadır. İşletme yönetimi tarafından hazırlanan finansal tablolar, Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları'na (TFRS) uygun olarak sunulması gerekmektedir. TMS/TFRS çerçevesinde sunulan tablolar işletmenin sürekliliği esasına uygun olarak hazırlanır. Finansal tabloların işletmenin sürekliliği esasına göre hazırlanması işletme yönetiminin sorumluluğunda olmasının yanında, finansal tabloların denetimi sürecinde de bağımsız denetçi tarafından irdelenmesi gereken bir konudur. İşletmenin faaliyetleri esnasında işletmenin sürekliliği kavramını zedeleyici bazı durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan birisi de sermaye kaybı ve borca batıklık durumudur. Bu çalışmanın amacı; 570 no.lu Bağımsız Denetim Standartları'ndan (BDS) "İşletmenin Sürekliliği Standardı" çerçevesinde sermaye kaybı ve borca batıklık durumunu inceleyerek söz konusu durumların denetim görüşüne yansımalarının neler olabileceğini açıklamaktır.

  • Günümüzde işletmelerin birçok ülkede faaliyet göstermesi ve küreselleşmenin de etkisi ile birlikte yabancı para ile yapılan işlemlerin sayısı artmıştır. İşletmelerin yabancı para ile yaptıkları işlemlerin muhasebeleştirilmesi ile ilgili hususları TMS 21 Kur Değişim Etkileri Standardı düzenlemektedir. Yabancı paralı işlemlerin muhasebeleştirilmesinde; yabancı para ile yapılan işlemin hangi kur üzerinden geçerli para birimine çevrileceği ve oluşan kur farklarının nerede muhasebeleştirileceği konusu önem kazanmaktadır. Standartta, bu konuların yanında yurtdışındaki ortaklığın finansal tablolarının dönem sonunda geçerli para birimine çevrilmesi konusuna da değinilmiştir. Ancak, bu kısım çalışmamızın kapsamı dışındadır. Dolayısıyla, çalışmanın amacı yabancı para ile yapılan işlemlerin geçerli para birimine çevrilmesi ve kur farklarının muhasebeleştirilmesi TMS 21 çerçevesinde ele almaktır.

  • TMS 16'ya göre yapılan amortisman uygulamaları ile VUK'a göre yapılan amortisman uygulamaları arasında farklılıklar bulunmaktadır. Amortisman bir giderdir ve dolayısıyla vergiyi etkilemektedir. TMS 16'ya göre hesaplanan amortisman ile VUK'a göre hesaplanan amortismanın farklılaştığı durumlarda vergi otoritesi VUK'un hükümlerine kabul etmektedir. Bu durumda TMS 16'nın uygulanması ile vergi matrahında geçici farklar ortaya çıkmakta ve bu da vergi ertelemesine neden olmaktadır. Vergi ertelemesi TMS 12'ye göre "ertelenmiş vergi varlığı" ve "ertelenmiş vergi yükümlülüğü" olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, TMS 16'ya göre yapılan amortisman uygulamalarının neden olduğu vergi ertelemelerini açıklayarak söz konusu vergi ertelemelerine ilişkin muhasebe kayıtlarını yapmaktır.