VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmen Yardımcısı

Zeliha GÜNDOĞDU





  • Bireysel emeklilik sistemi, katılımcıların önceden belirlenmiş bir sözleşme çerçevesinde düzenli olarak yaptıkları katkıların bir fonda toplanarak bu fonların profesyonel yönetim ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi amacına dayalı bir özel emeklilik sistemidir. Türkiye'de bireysel emeklilik sisteminin oluşturulmasına yönelik olarak 4632 sayılı "Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu", 07.04.2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, mükelleflerin ödeyecekleri katkı paylarının vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılmasına yönelik olarak 10.07.2001 tarih ve 24448 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4697 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanunu'nda değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler ile Kanunda belirtilen oran ve sınırlamalar dâhilinde bireysel emeklilik sisteminin yanı sıra şahıs sigorta primleri beyan edilen gelirden indirilebilecek giderler arasında sayılmıştır.

  • Gıda bankacılığı (Food Banking) terimi ilk kez vergi kanunlarımızda bir dizi değşikliklikler içeren, 25.12.2003 tarih ve 5035 sayılı Kanun?la gündeme gelmiştir. İhtiyaç fazlası gıdanın yoksul vatandaşlara dağıtılmasının sağlayacak olan gıda bankacı ışığında paketleme ve kotlama hatası gibi sebeplerden dolayı piyasaya sürülemeyen ürünlerin, yoksullara dağıtılması amaçlanmıştır. Gıda bankalarına g?da maddesi bağışında bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ba¤?fllar?n? bu kanunun geçerlilik tarihinden itibaren kazançlar? ndan indirebileceklerdir. G?da bankas?n? dernekler veya vak?flar kurabilecektir. Makalemizde g?da bankac?l?¤? faaliyetinde bulunan dernek veya vak?flara ba¤?flta bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine sa¤lanan vergisel teflvikler ile g?da bankac?l?¤? uygulamas?n?n usul ve esaslar? n? ele alaca¤?z.

  • Envanter çıkarmak , bilanço günündeki mevcutları, alaca kları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değeriemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir. Envanter " bilanço günü" itibariyle çıkarılır. Bilanço günü, yeniden işe başlamada işe başlandığı gün, takip eden her hesap döneminin sonuncu günüdür. Envanter fiili sayım la yapılabileceği gibi, muhasebe kayıtları üzerinden kaydi olarak da yapılabilir. Envanterin doğruluğunu saptamak için, fiili sayımda elde edilen sonuçlar ile kaydi envantere göre elde ed ilen sonuçlar karşılaştırılabilir . Fiili envanter ile kaydi envanter arasında fark bulunması durumunda; bulunan farklar "sayım ve tesellüm noksanları" veya "sayım ve tesellüm fazlaları" hesaplar ı na kaydedilecektir. Bu hesaplar; emtia sayım farkları, kasa ve maddi duran varlık sayım farklarında kullanılabilmektedir. Nitelik ve kapsam itibariyle fiili sayım sonuçları ile kaydi sonuçların uyumlaştırılmasında önemli bir fonksiyona sahip olan bu hesapların muhasebe uygulamasında ve vergi mevzuatındaki yeri makalemizin konusunu teşkil etmektedir.

  • Özel tüketim vergisinin yürürlüğe girmesiyle, katma değer vergisinin yanı sıra ithalat, imalat veya ilk iktisap aşamasında tek bir dalaylı vergi uygulanmaya başlanmıştır . Bu kanun ile AB katma değer vergisi mevzuatına uyumlaştırma çalışmaları dikkate alınarak, katma değer vergisinde genel orandan daha yüksek oranda vergilenen mallar kapsama alınmıştır. Özel tüketim vergisi kapsamına alınan mal sayısı sınırlı tutulmuştur. Bu mallar için yürürlükten kaldırılan vergi, harç, fon ve payların oluşturduğu yükün muhafazası amaçlanmış, ilave bir vergi yükü doğurmayacak oranlar tespit edilmesine özen gösterilmiştir. Ayrıca ÖTV Kanunu'nda tıpkı KDV Kanunu'nda olduğu gibi ihracat istisnası, diplomatik istisna, askeri amaçlı istisnalar, petrol arama faaliyetlerine yönelik istisna ve diğer bazı istisnalar hükme bağlanmıştır. Bu yazımızda ÖTV'de yer alan bu istisna müesseseleri irdelenmeye çalışılacaktır.

  • Şüpheli alacak; tahsil edilmesi şüpheli hale gelen, fakat tahsil o l anağı tamamen ortadan kalkmayan bu nedenle de "değersiz alacak" olarak addedilmeyen alacaklard ı r. Bu alacakların değerleme günü itibariyle tahsil olanağı yoktur. Vergi Usul Kanunu'nun 323' üncü maddesine göre; ticari ve zirai kazançla ilgiliolan ve vadesi geldiği halde ödenmediği için dava veya iua safhasında bulunan veya protesto yoluyla yahut yazılı olarak bir defadan fazla istenildiği halde borçlusu tarafından ödenmemiş alacaklar, şüpheli ticari alacak olarak değerlenecektir. Ülkemizde mal ve hizmet alışverişlerinin karşılıklan genelli kle vadeli çekle, senetle veya diğer borç ödeme araçlarıyla ödenmektedir. Alacağını ileri vadeli araçlarla tahsil etmek zorunda olan mükelleflerimiz ise alacaklarını tahsil ederlerken bazı zorluklarla karşılaşmaktadırlar . Ülkemizde gerek büyük geı·ekse küçük hemen hemen bütün mükellefler tahsilat sorunu yaşamaktadırlar . Yaşanan tahsilat sorunu neticesinde hemen hemen tüm mükelleflerimizin bazı a l acaklarının tahsilatı şüpheli hale gelmektedir. Şüpheli alacakların değedenmesi ve bu alacaklara karşılık ayrılması ise dönem sonunda yapılmaktadır. Makalemizde şüpheli alacağın ne olduğu , karşılaşılan özellikli durumlar, şüpheli ticari alacak için karşılık ayrılmasının koşulları ayrıntılı olarak anlatılacakt ır . Daha sonra bir örnek verilerek bu örneğin muhasebe kayıtları yapılacaktır.