Dünya piyasalarında kıymetli maden olarak altın, gümüş, platin grubu adıyla anılan platin, paladyum, rodyum maddeleri dikkate alınmaktadır. Kıymetli taşlar ise elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, zebercet ve inci olarak tanımlanmıştır. Kıymetli maden ve taş işlemlerinde Türkiye'nin önemli avantajlara sahip olduğu bilinmektedir. Türkiye'nin coğrafi konumu, gelişmiş altın kültürü, başta altın olmak üzere kıymetli maden ticaretinin serbestleşmiş olması ve bu konudaki liberal mevzuata sahip olması bu avantajlar arasında sayılabilir. Ayrıca ''Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasasının'' varlığı ülkemizi kıymetli madenlerin ihracatı ve işgücü istihdamı açısından son derece önemli noktaya getirmektedir.1 Kıymetli taşların ÖTV kapsamından çıkarılması, borsanın aracılık etmesi şartıyla teslim ve ithalinin vergiden istisna olması, hem kıymetli taşlar üzerindeki vergi yükünü azaltarak ülkemizin dış piyasada rekabet etme gücünü arttırmış, hem de borsanın bu alanda etkinliğini arttırarak kıymetli taşların kayıt altına alınması sağlanmıştır.