Globalleşme ile birlikte tüm dünyada ülkeler rekabet güçlerini artırılabilmek için vergi sistemlerini daha etkin, basit ve adil bir hale dönüştürme arayı şı içersindedirler. Vergi rekabeti olgusunun önem kazanması çerçevesinde, vergi sitemlerinin uluslararası koşullara uygun hale dön ü ştürülmes i gereği tüm ülkelerce ve özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Bir taraftan kamu gelirleri (vergiler) bu koşullara uygun ha le getiri lirken, diğer taraftan kamu harcamaları ve kamu kesiminin ekonomi içindeki payı ve rolü de bu çerçevede düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Devletler maliye politikalarını oluşturturken, bu politikalar vasıtası ile ekonomik büyüme ve kalkınnıayı gerçekleştirmeyi de amaçlamaktadır. Bu doğrultuda söz konusu amaca ulaşmak için vergi politikası, harcama politikası ve borçlanma politikası kullanılmaktadır. Vergi politikası ile ekonomik kalkınma ve büyüme arasındaki ilişkiye akademik çevrelerde sıklıkla dikkat çekilmektedir. Ayrıca uygulamada ve fikri alanda bu amaca ulaşabilmek için en uygun vergi politikaları üz~rine tartışmalar süregelmektedir Vergi politikaları ve sistemleri nötr değildirler. Ekonomide yer alan aktörlerin çalışma- boş zaman kararları , tasarruf kararları, beşeri sermaye oluşumu gibi temel ekonom ik karar l arı üzerinde vergi sistemlerinin önemli etkileri olduğu ve ekonomideki kaynak dağılımının etkinliğini belirleyici olduğu muhakkaktır . Bu bağlamda ekonomik büyümeyi sağlamak ve ülkenin rekabet gücünü artırmak için en uygun vergi sisteminin uygulamaya konulması büyük önem arz etmektedir Bu çalışmamızda vergi sistemlerinin temel özelliklerinden biri olan vergi tarifeleri incelenerek özellikle artan oranlı ve azalan oranlı vergi tarifeleri üzerinde durularak olumlu ve olumsuz özellikleri karşılaştırılmaya çalışılacaktır .