Şirketler iktisadi olarak kâr elde etmek için kurulurlar. Yapılan faaliyetler neticesinde kâr elde edilmesi halinde hesap dönemi sonunda ortaya çıkan sonuç hesapları ve yasal mevzuat hükümleri çerçevesinde ilgili kârlar dağıtılabilir. Hesap dönemi sonu beklenmeden avans olarak kâr paylarının dağıtımına ilişkin bazı yasal düzenlemeler yapılmıştır. Çalışmamızda kâr payı avansına ilişkin yasal mevzuat hükümleri birlikte ele alınmış, hesap dönemi kapanmadan ara dönemlerde kâr paylarının dağıtımına ilişkin hukuksal düzenlemeler vergisel boyutta değerlendirilmiş, yeni düzenlemeler çerçevesinde ortaya çıkması muhtemel durumlara yer verilmiş ve bu durumlara göre ortaya çıkması muhtemel durumlar vergisel yönler temel alınarak açıklanmaya çalışılmıştır.
Hemen her alanda dijitalleşmenin yaşandığı dünyamızda bu sürecin doğal bir sonucu olarak teknolojik otomasyon sistemleri hayatımızın her alanına hâkim olmaya başlamıştır. Teknolojik gelişmeler aynı zamanda dikkate çekici kolaylıklar da getirmiştir. Otomasyon sistemlerinin ve yeniliklerin takip edilebilmesi her alanda değişimi zorunlu kılmaktadır. İşte teknolojik yenilik ve kolaylıklardan birisi olan BLOCKCHAİN teknolojisi, hem kamu ve hem özel sektör dâhil birçok alanda özelikle de sanal ticaret üzerinde etkin bir konuma gelmiştir. Gelişmeler dâhilinde bu teknolojinin vergisel sistemlere nasıl entegre edilebileceği, bu teknolojiden vergisel anlamda nasıl faydalanabileceği sorgulanır hale gelmiştir. Çalışmamızda blockchain teknolojisinin vergisel yönden hangi değişimlere neden olabileceği teknolojik alt yapısı ile birlikte ayrıntıya kaçmadan açıklanmaya çalışılmış ve bu kapsamda vergilendirme ile denetim sürecinde öncelikli olarak uygulama sahası bulma ihtimali olan alanlar üzerinde durularak bu konu izah edilmeye çalışılmıştır.