Bilindiği üzere idari yargıda iki dava türü söz konusudur. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda belirtildiği üzere bu dava türleri; iptal ve tam yarg ı davalarıdır . Türk hukuk sisteminde henüz toplu bir İdari Usul Kanununun bulunmayışı ve özellikle idari işlemlerin çok çeşitli olması, neredeyse idareye sınırsız türde işlem yapma imkanı doğurmaktadır. Dolayısıyla bunlardan doğan zararların çözümünde de o ölçüde karmaşıkl ı k ve zorluklar ortaya çıkmaktadır. Doktrinde, idare hukukunun genç bir hukuk dalı olduğundan bahsedilir. Bunun anlamı ; idare hukukunun özel hukuktan daha yeni olduğu, idare hukukunun konusunu teşkil eden alanların yasal açıdan henüz tamam l anmad ığıdır. Mevzubahis boşlukların daldurulması için yargı içtih at ları büyük önem arz etmektedir. Çünkü önüne gelen herhangi bir davada yargıcın, ilgili alanda yasal boşluğun söz konusu olması münasebetiyle davadan çekilmesi ya da davayı reddetmesi mümkün değildir. Tam bu noktada yargı içtihatlarının önemi kendini göstermektedir. Ayrıca, yasa koyucular açısından da yeni bir yasanın oluşturulması esnasında yargı içtihatları büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, İdare hukukunun bu özelliği dikkate alınarak Tam Yargı Davalarının içtihatlar ışığında irdelenmesi düşünülmüştür . Dolayısıyla Tam YargıDavalarıyla ilgili olarak içtihadi anlamda ne tür bir değişimin söz konusu olduğu ve gelişmenin ne yönde cereyan ettiği tespit edilerek ileriye yönelik önerilerde bulunulacaktır.