Vergi kanunlarının hükümlerine aykırı fiiller, ceza hukukunun 'kanunsuz suç ve ceza olmaz' prensibinin de bir gereği olarak vergi suçu olarak tanımlanmış ve konuyla ilgili hükümlerin yer aldığı Vergi Usul Kanunu'nda çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür. Bugün itibarıyla yürürlükte olan mevzuatımıza göre, sonucunda bir vergi ziyaına ( kaybına) sebep olmayan fiiller usulsüzlük cezasıyla, bir vergi kaybına sebep olan fiiller ise kayba uğratılan verginin bir katı tutarında hesaplanan vergi ziyaı cezası ile cezalandırılmaktadır. Bazı nitelikli filler için bu genel kuralın dışında hürriyeti bağlayıcı ağır cezalar öngörülmüştür. Kayıt ve belge düzeni, bilgi verme yükümlülükleri gibi hususlarla ilgili olarak tanımlanan çok sayıda usulsüzlük fiili için, birinci derece, ikinci derece ve özel olmak üzere üç ayrı tip usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. Birkaç istisna dışında bu cezalar maktu tutarlar üzerinden kesilmektedir. Vergi Usul Kanununda düzenlenen bu cezalar ağır müeyyideler içermektedir. Bununla beraber mükelleflerin vergi kaybına sebep olacak işlemlerde bulunmayı alışkanlık haline getirmemeleri için bu cezaların ikinci kez uygulanmasında tekerrür hükmü uygulanmaktadır. Tekerrür hükmü ve uygulaması teorik planda mantıklı ve gerekli gibi görünmekle beraber, hükmün ifade şekli ve uygulamada farklı şekillerde karşılaşılan karmaşıklıklar bu müeyyideye tabi tutulan mükelleflerin mağduriyetine sebep olabilmektedir. Çalışmamızda tekerrür uygulamasının teorik altyapısı, uygulama şartları ve uygulanma şekilleri ile pratikte karşılaşılan sorunlardan bahsedeceğiz.