VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Araştırma Görevlisi

Betül HAYRULLAHOĞLU





  • Günümüzde toplumun daha bilinçli hale gelmiş olması, dava açma maliyetlerinin düşmesi gibi nedenlere bağlı olarak yargıya başvuru her geçen gün artmaktadır. Mevcut iki dereceli yargı düzeninin Danıştay?ın iş yükünü artırdığı bilinmektedir. Bu sebeple, idari yargıda istinaf yoluna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu değişikliğin temel amacı, Danıştay?ın esas olan içtihat mahkemesi rolünün güçlendirilmesidir. Bu çalışmada vergi yargısında geçmişten günümüze yaşanan gelişmeler ve yeni yargı düzeni açıklanmaktadır. Her ne kadar henüz uygulanmaya başlanmış olmasa da ulaşılan sonuç yeni düzenlemenin beklenen faydaların yanı sıra bazı olumsuz durumlara da yol açtığıdır.

  • Günümüz fenomeni küreselleşme ile birlikte bir takım sorunlar ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. Bu sorunların en büyük boyutta hissedildiği alanlardan bir tanesi şüphesiz vergilemedir. Küreselleşme ile birlikte ülkelerin vergi sistemlerinde ortaya çıkan zararlar küresel vergi sorunlarını gündeme getirmiştir. Bu sorunların en önemlilerinden bir tanesi olarak uluslararası transfer fiyatlandırması karşımıza çıkmaktadır.

  • Devletin sahip olduğu en önemli yetkilerden biri tahsil yetkisidir. Ancak her yetkinin olduğu gibi tahsil yetkisinin kullanımı da sınırsız değildir. Vergiler başta mülkiyet hakkı olmak üzere kişilerin anayasal haklarına müdahale niteliği taşıdığından, bu yetkinin anayasal sınırlar dâhilinde kullanılması gerekmektedir. Bu çalışmada, tahsil yetkisinin anayasal sınırları üzerinde durulmuştur. Bu sınırların belirlenmesinde doküman analizi yönteminden yararlanılmıştır. Çalışma, anayasal hak ihlallerinin önüne geçilebilmesi amacıyla bu yetkinin anayasal sınırlarını ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır.

  • Günümüzde küreselleşme olgusu, hizmetlerin daha etkin ve verimli sunulması çabaları ve demokrasi kültürünün geliştirilmesi arzusu ülkelerin yerel yönetimlere verdikleri önemi her geçen gün artırmaktadır. Bu bağlamda üniter bir devlet yapısına sahip olan Japonya'da yerel yönetimler tarihi 1800'lü yıllara kadar uzanmasına rağmen, esas olarak II. Dünya Savaşı'ndan sonra önem kazanmışlardır. Japon yerel yönetim sistemini açıklamayı amaçlayan bu çalışmada öncelikle Japonya'nın siyasal ve ekonomik yapısına yer verilmiş, sonrasında ise yerel yönetimler türleri ve mali sistemleri bakımından ele alınmıştır.