Son yıllarda bütün dünyada -özellikle gelişmekte olan ülkelerde- enflasyon oranları sürekli tırmanma göstermiştir. Ülkemizde de devamlılık arz eden enflasyonun ikili, üçlü rakamlarda seyretmesi, işletmelerin
bütün girdi ve maliyetlerdeki sürekli artış karşısında ayakta durmalarını güçleştirmektedir. Bu açıdan işletmeler her yıl, ya mevcut reel iş hacmini muhafaza edecekler ya da iş hacmini küçültmek durumunda kalacaklardır . Ancak şunu da unutmamak gerekir ki işletmelerin artan rekabet ortamında rutin bir şekilde büyümelerini de sürdürmeleri gerekir. Bu kapsamda işletmelerin ek sermaye ihtiyacını karşılayabilmek için gösterdikleri
çabalara karşın , devletin emisyon hacmini daraltarak piyasada para hacmini kısmak, kredi limitlerini daraltmak gibi enflasyonu aşağı çekmek için aldığı tedbirler nedeni ile işletmelerin ucuz, risksiz ek fon sağlama şa nsı
azalmaktadır . Böyle bir ortamda işletmeler yatırım indirimi, gümrük vergisi karşılığı , vergi, resim ve harç istisnası , bina inşaat harç istisnası , kaynak kullanım destekleme primi, katma değer vergisi ertelemesi1 gibi devlet teşviklerinden yararlanırlar . Yukarıda saydığımız teşvikler günün şartlarına göre süreklilik arz etmeyerek
hükümet politikaları ile belirlenmektedir. Halbuki Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatının yönetiminde bütçe dışı bir fon olarak 27.12.1 980 tarihinde uygulamaya giren "Finansman Fonu" müessesesi kanunla belirlenen ve süreklilik arz etmesi açısından farklı özelliğe sahip bir teşvik tedbiridir. Bu çerçevede, ekonomimize temel getiriliş amacı, sermaye şirketleri ile kooperatifiere finansman kaynağ ı sağlamak suretiyle mevcut yatırımların hızlandırılması ve dolayısıyla ekonomik kalkınmanın sağlanması olan "Finansman Fonu" müessesesinin
özellikle enflasyonist ortamda işletmelere katkıları irdelenecektir.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.