Bugün ülkemizde Vergi Dairelerine kayıtlı vergi mükelleflerinin yapısını incelediğimizde; Büyük Şirketler, Holdingler dışında kalan iş, yerlerinde vergi incelemesi yapmaya müsait bir yer olmadığını yasal ve belgelerinde kayıtlarının işyeri dışında muhasebeci veya mali mü'şavirlerce yapıldığını gözlemleriz. İşyerinin incelemeye uygunluğu ise apayrı bir olay olup, kıstası da belli değildir. Herşeyden önce işletmede inceleme elemanına (tahsis edilebilecek) verilebilecek bir odanın varlığı gereklidir. Ancak, ayrı bir odanın olması da incelemenin İşyerinde yapılması gerektiği anlamına gelmez. Bu odanın inceleme elemanının her türlü etkiden uzak, incelemesini yapabileceği yer olması gerekmektedir. Bu da günümüz koşullarında pek mevcut değildir. Kaldı ki vergi mükelleflerinin büyük çoğunluğunun kültür düzeyi de işletmede inceleme yapılması durumunda
inceleme elemanlarını şu ya da bu şekilde etkileyebilecekleri düşüncesiyle inceleme elemanlarını rahatsız etmelerine neden olmaktadır. Bu gibi nedenlerle incelemeler dairede yapılmaktadır. İncelerneye başlanılmadan
tebliğat veya telefon gibi vasıtalarla mükellef veya vergi sorumluları ile görüşülüp uygun bir süre verildikten sonra incelemeye başlanılmakta ve sonuçlandırılmaktadır. Bunun yanısıra, mükellef, işyerinin
incelemeye müsait olduğunu söylerse, gidilip bakılmakta, uygun olması ve mükelleflerinde inceleme konusunda makul olduğu kanısına varılırsa inceleme işyerinde yapılmaktadır. Ancak yapılan incelemelerden herhangi bir eksiklik olmamasına rağmen YUK'nun 139. maddesi mükelleflerce bir koz olarak kullanılmaktadır. Yargı organlarında da usul yönünden hazine aleyhine kararlar verilmektedir.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.