Cumhuriyetin ilk yıllarından 1970'1i yılların sonuna kadar Türk ekonomisi dışa kapalı ve ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisini benimsemişti r. Ancak, 1970'1i yıllarda yaşanan iki petrol krizi sonrasında dünya ekonomik konjonktüründe baş gösteren olumsuz gelişmeler ve eş zamanlı olarak milli ekonomimizde yaşanan buhranların neticesinde ekonomi politikalarımızda değişikliklere gidilmiştir. 1980 yılında , 24 Ocak Kararları olarak bilinen geniş kapsamlı bir ekonomik paket uygulamaya konulmuştur. Temel amac ı ülke ekonomisinin serbest piyasa mekanizması kurallarına göre işlemesin i sağlamak ve dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi gerçekleştirmek olan bu ekonomik program ile birlikte Türkiye, sanayileşme politikasında köklü bir değişiklik yaparak "ihracata dayalı sanayileşme" stratejisini benimsemiştir. Dış ticaret rejiminin liberalleştirilmesine 1983 yılından sonra artan bir hızla devam edilmiş; ithalatta pozitif listeden, negatif listeye geçilmiş , miktar kısıtlamaları yerine tarife uygulaması ön plana çıkarılmış, koruma oranları giderek düşürülmüştür. ihracat Rejimi zaman içinde yapılan değişiklik ve düzelmaler ile tescil, lisans ve ruhsat uygulamaları yürürlükten haldırılarak, ihracat serbestisi prensibi getirilmiştir. Avrupa Topluluğ_u Mevzuatına uyum çalışmaları çerçevesinde de ihracatı Teşvik Mevzuatı nın , Avrupa Topluluğu Gümrük Kodu'na uyumlu hale getirilmesi için yapılan çalışmalar kapsamında; Gümrük Birliği'nin temel prensiplerine de sadık kalınmak suretiyle, ülkemiz dış ticaretinin yapısı ve ihracat potansiyeli dikkate alınarak oluşturulan Dahilde işleme Rejimi 1.1.1996 tarihi itibariyle ihracatı Teşvik Mevzuatı yerine ikame edilmiştir.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.