Vergi kanunlarýnýn uygulanmasý bakýmýndan, mükelleflerin diðer kiþilerle olan ticari faaliyetlerinin belgelendirilmesi mecburidir. Ancak kanun koyucu, mükellefler tarafýndan yapýlan bazý harcamalarýn belgeye dayandýrýlma þartýný aramamaktadýr. Bu durumda mükellefler, yapmýþ olduklarý ancak belge- lendiremedikleri bazý giderleri vergilendirilecek kazançtan indirilebilmektedir. Durum böyle olmakla beraber mükelleflere tanýnan bu kolaylýk sýnýrsýz deðildir. Kanun koyucu bu düzenlemenin çerçevesini çizerek kötüye kullanýmýný engellemektedir. Bu düzenlemeden faydalanmak isteyen mükelleflerin de olayýn gerçek mahiyetine göre hareket etmesi ve yapmýþ olduklarý giderlerin gerçek tutarýný yasal defterlerine kaydetmeleri gerekmektedir. Bu çalýþmamýzda, mükelleflerin yapmýþ olduklarý giderlerin mutlaka belgeye dayandýrýlmasý gerektiði, bu durumun istisnalarýnýn neler olduðu, belgeye dayandýrýlmayan harcamalarýn gider olarak dikkate alýnýp alýnmayacaðý, bu iþlemlerle ilgili KDV nin indirim konusu yapýlýp yapýlamayacaðý ve konu ile ilgili özellik arz eden bazý hususlar; yürürlükte bulunan yasal düzenlemeler, idarenin görüþü ve kendi görüþlerimizi de içerecek þekilde ortaya konulmaya çalýþýlacaktýr.

Bilindiði üzere Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80'inci maddesinde deðer artýþ kazancý sayýlan haller altý bent halinde düzenlemiþtir. Ayrýca anýlan kanunun "Safi Deðer Artýþý" baþlýklý mükerrer 81'inci maddesinde ise elde edilmiþ olan deðer artýþ kazancýndan safi deðer artýþ kazancýna ulaþýlabilmesi için nelerin gider olarak dikkate alýnabileceði hüküm altýna alýnmýþ bulunmaktadýr. Yani Gelir Vergisi Kanunu'nda yer alan altý kazanç ve irat türünde olduðu gibi deðer artýþ kazancýnda da gider yazýlabilecek unsurlar kanunun mükerrer 81'nci maddesinde düzenlenmiþtir. Ancak söz konusu maddede belirtilmiþ olmasa da, deðer artýþ kazancýnýn elde edilmesi amacýyla kullanýlan yabancý kaynaklardan doðan finansman giderleri safi deðer artýþ kazancýnýn tespitinde dikkate alýnabilecek midir? Çalýþmamýzýn konusu teþkil eden bu husus mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde deðerlendirilecektir.

Þirketler genel olarak 6762 sayýlý Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiþ fakat bu kanun þirketin tanýmýný bizzat yapmamýþtýr. Þirketin tanýmý Borçlar Kanunu'nun 520'nci maddesinde "Þirket bir akittir ki onunla iki veya ziyade kimseler, saylerini ve mallarýný müþterek bir gayeye eriþmek için birleþtirmeyi iltizam ederler." þeklinde yapýlmýþtýr. Þirketler, Ticaret Kanunu'nda; kolektif þirket, komandit þirket, anonim þirket, limited þirket; Borçlar Kanunu'nda ise adi þirket þeklinde düzenlenmiþtir. Bu çalýþmamýzda, yukarýda sayýlan þirket türlerinde ortaklýðý bulunan þahýslarýn ölmesi halinde mirasçýlara düþen sorumluluklarýn neler olduðu, bu þirket ortaðýndan varislerine kalan mirasýn vergisel açýdan nasýl deðerlendirileceði, beyan edilecek tutar hesaplanýrken hangi kriterlerin göz önünde bulundurulacaðý, þirket ortaðýnýn ortaklýktan olan alacaklarýnýn ve ortaklýða olan borçlarýnýn dikkate alýnýp alýnmayacaðý, Veraset Ýntikal Vergisi beyannamesinin ne zaman verileceði, Veraset ve Ýntikal Vergisi Kanunu'ndaki tarhiyat sistemi mevcut yasal düzenlemeler ýþýðýnda anlatýlmaya çalýþýlacaktýr.