Ticari alanda firmaların satışlarını artırmak ve bu suretle de pazar paylarını büyütmek amacıyla, satışını yaptıkları mal ve hizmetlerin bayiliğini yapan, bir başka ifade ile de kendilerinden sürekli mal ve hizmet alımında bulunanlara, belli bir satış hasılatı tutarının (ya da satış miktarının) aşılması halinde ciro primi adı altında nakdi veya ayni ödemelerde bulundukları sıklıkla görülebilmektedir. Genellikle yıl sonlarında ya da belli bir dönem sonunda ödenen (hedeflenen satış tutarının ya da satış miktarının aşılması şartına bağlı olarak) ciro primleri bir çeşit iskonto niteliğinde olup, bu tür ödemelerin Katma Değer Vergisine tabi olup olmadığı hususu vergi idaresi ile yargı organları arasında ihtilafa neden olmuştur. Bununla birlikte, söz konusu ödemelerin Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi açısından ödemeyi yapan tarafından gider, kendisine ödeme yapılan tarafından da gelir yazıiniası gerektiği
hususunda vergi idaresi ile yargı organları arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu bağlamda olmak üzere, ciro primi olarak adlandırılan ödemelerde Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi uygulamaları ile konunun muhasebe boyutu vergi idaresinin ve yargı organ larının konuya yaklaşımı da dikkate alınmak suretiyle aşağıda ele alınacaktır .
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.