KDV'yi diğer dalaylı vergilerden ayıran en büyük özelliği, alışlar sırasında ödenen KDV'nin indirimine olanak sağlayan "indirim sistemi"ne sahip olmasıdır. Mükellefler, faaliyetlerine ilişkin olarak yaptıkları mal ve hizmet
alımları nedeniyle ödedikleri KDV'yi, satışları üzerinden hesapladıkları KDV'den indirerek, hesaplanan KDV'nin; yüklenilen KDV'den büyük olması halinde, aradaki fark vergiyi beyan ederek vergi dairesine öderler. Aksi halde, indiremedikleri KDV'yi sonraki döneme devrederler. KDV'de vergi indirimi sisteminin başarısı sağlıklı bir belge düzeninin oluşturulmasına bağlıdır. Bu sistem, alıcı ve satıcı arasında bir çıkar zıtlığı yaratarak, KDV'nin Gelir ve Kurumlar Vergisi ile oto-kontrolünü sağlamaktadır. KDV Kanununun 34. maddesine göre, mal ve hizmet alımları nedeniyle ödenen KDV'nin indirilebilmesi için, ? Verginin fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi, ? Fatura veya benzeri belgenin yasal defterlere kaydedilmesi gerekir.
Ticari yaşamda, faaliyetlere ilişkin olarak yapılan mal ve hizmet alımlarına ait belgeler, ? Zorunlu, ? Diğer nedenlerle, gerçek yüklenicilerin değil, başka mükelleflerin adına düzenlenebilmektedir. Bu gibi durumlarda, başkaları adına düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV'nin gerçek yüklenicileri tarafından indirilip indirilemeyeceği konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmada, vergi idaresi ve yargı organı görüşleri çerçevesinde çeşitli nedenlerle başkaları adına düzenlenen belgelerde gösterilen KDV'nin, bu belgelerin dayana,ğını oluşturan mal ve hizmet alımlarına ilişkin harcamaların gerçek yüklenicisi tarafından
indirilip indirilemeyeceğine ilişkin kişisel görüşlerimiz açıklanmaya çalışılacaktır.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.