Vergileme alanında idarenin takdir yetkisinin
nasıl kullanması gerektiği ve takdir yetkisinin
sınırlarının olup olmadığı soruları her vergi
yükümlüsünü yakından ilgilendiren bir konudur.
Vergileme alanında idarenin takdir yetkisinin sınırları,
Vergi Usul Kanunu ve diğer ilgili mevzuat
hükümleriyle belirlenmiştir. İdare, vergi matrahını
ve vergi borcunu belirlerken takdir yetkisini
kullanabilir ancak bu yetki sınırsız değildir. İdarenin
takdir yetkisi, objektif ve hakkaniyete uygun
olmalıdır. Aksi durumda vergi mükellefi, bu
takdiri yargıya taşıyabilir. İdarenin takdir yetkisi
genellikle sınırlıdır ve idarenin keyfi olarak kullanılmasına
izin verilmez. İdare, bu yetkiyi kamu
yararı doğrultusunda kullanmakla yükümlüdür
ve bu nedenle takdir yetkisini kullanırken adil,
nesnel ve makul bir şekilde hareket etmelidir. Bu çalışmanın amacı, vergileme alanında idarenin
takdir yetkisinin sınırlarını tespit etmek
ve vergilendirme yetkisine ilişkin problemleri
gözler önüne sermektir. İdarenin yürütmeden
aldığı takdir yetkisi sınırını çoğu zaman aşması
ve idarenin takdir yetkisini kullanırken yasama
organının önüne geçmesi çalışmanın en önemli
tartışma noktasını oluşturmuştur. İdarenin takdir
yetkisini keyfi olarak kullanıp kullanmadığını,
kullandı ise takdir yetkisini keyfi olarak kullanmanın
ne gibi sorunlara yol açtığını tespit etme
isteği çalışmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır.
Bu çalışmada idarenin takdir yetkisinin sınırsız
olmadığı, bu yetkinin hukuka uygun bir şekilde
kullanılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Vergi Hukuku, Takdir
Yetkisi, İdarenin Takdir Yetkisi.
JEL Sınıflandırması Kodları: K34.
Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!
Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.