Devletin en önemli gelir kaynaklarının başında, vergi gelirleri gelmektedir. Niteliği itibari ile karşılıksız, zorla alınan ve herhangi bir kamu harcaması için karşılık gösterilmeyen vergi olgusunun temelini ödeme gücüne göre vergileme, adalet ve eşitlik ilkeleri oluşturmaktadır. Nitekim Anayasa'nın 73 üncü maddesinde düzenlenen vergi ödevi başlığı altında, herkesin mali gücüne göre kamu giderlerini karşılamak üzere vergi ödemekle yükümlü olduğu, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının, maliye politikasının sosyal amacı olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükmün getirdiği önemli bir sonuç, devlet açısından, verginin alınması zorunluluğu ve verginin cebren tahsil edilmesinin sınırlarını belirlerken aynı zamanda da birey yararına da "temsilsiz vergi olmaz", "kanunsuz vergi olmaz" ve "verginin belirgin olması" gibi ilkelere dikkat ederek sınırları belirlemektedir * 1. Vergi gelirlerinin elde edilmesinde ve kontrolünde ortaya çıkan önemli bir sorun, vergi ödevinin ne derece tam ve zamanında yerine getirildiğini denetleyecek vasıflı denetim elemanı azlığıdır. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının denetim kapasitesi incelendiğinde, her bin kişiye 0,6 denetim personeli düşerken, bu sayı Fransa'da 1,3, İngiltere'de ise 1,5 olarak gerçekleşmektedir.2 Aynı doğrultuda, uluslararası karşılaştırmalarda da Türkiye'nin vergi ile ilgili alanlarda görevli personel sayısına göre denetim elemanı sayısında 2010 yılına gelindiğinde kısmi bir iyileşme olmasına karşın oldukça gerilerde olduğu açıkça görülebilmektedir

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.