Ödeme kaydedici cihaz uygulaması 1984 yılında 3100 sayılı kanunla vergi sistemimize girmiş bulunmaktadır. Ödeme kaydedici cihaz, perakende ticaretle uğraşan veya hizmet veren mükelleflerin bu faaliyetlerinin belgelendirilmesini amaçlamıştır. Bu cihaziarın ilk uygulama yıllarında, cihaz kullanmaktan kurtulacağını düşünen mükellef veya takip edilen alacağın daha kolay tahsilini sağlayacağını düşünen haciz daireleri tarafından başta cihazlar haczettirilmekte veya edilmekteydi.Bu husus 3100 sayılı kanunda 3482 sayılı kanunla değişiklik yapılarak önlenmiştir. 3100 sayılı Kanunun 3482 sayılı Kanunla aeğışik 9 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasında "kullanılan ödeme kaydedici cihazlar, ilgilinin gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti sona ermedikçe haczedilemez" denilmektedir. Buna göre, mükelleflerce kullanılan ve kamu alacağının tayinine esas olan bilgileri güvenli bir şekilde kayıt altına alan ödeme kaydedici cihaziarın halk arasındaki yaygın adıyla yazar kasaların ilgilinin gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti sona ermediği sürece "haczi caiz ulmayan mal!ar" arasında sayılması ve gerek kamu alacağı, gerekse özel alacakları istinaden haczedilmemesi gerekmektedir. Mükellefiyetin ~ona ermesi halinde yapılacak haciz ve icraen satış işlemlerinde ise 3100 sayılı Kanunla ilgili olarak yayımianmış bulunan 9 Seri No.lu Genel Tebliğin 2 nci bölümündeki açıklamalar ışığında (cihazın mali hafızasında kayıtlı mali bilgiler tespit edildikten sonra) işlem yapılması gerekmektedir.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.