1990’lı yıllarda sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesinden
bu yana gelişmekte olan
ülkelere yönelik sermaye girişlerinde büyük artışlar
gözlenmektedir. Ancak bu sermaye girişlerinin
tersine dönmesi ile bu ekonomilerde sermaye
hesabı kaynaklı krizler görülmesi sermaye
hareketlerinin öngörülen faydaları konusunda
tartışmalara neden olmakta ve bu hareketlerin
etkilerini bertaraf edebilmek için de sermaye
kontrollerine başvurulması tartışmaları sıkça dile
getirilmektedir. Yabancı paraların alımı ve satımı,
borç alma, borç verme ve yatırımın uluslararası
işlemlerini sınırlayan her türlü vergilendirme
ve düzenlemeleri ifade eden sermaye kontrollerinin
birçok ülkede uygulandığı bilinmektedir.
Sermaye kontrollerinin sermaye akımlarının
olumsuz etkilerini bertaraf etmesinin yanısıra borçkamu
maliyesi alanında ilave mali kaynak oluşturmada
bir başka deyişle mali alan oluşturmada
da etkili bir araç olarak kullanılabileceği değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada Türkiye ekonomisinde,
özellikle kısa-vadeli sermaye hareketleri
üzerinde uygulanabilecek vergiler ve rezerv tutma
yükümlülüğü bir mali alan oluşturma önerisi
olarak değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Mali Alan, Kısa-Vadeli
Sermaye Hareketleri, Sermaye Kontrolleri, Sermaye
Vergisi, Rezerv Tutma Yükümlülüğü
JEL Sınıflandırma Kodları: E620, F650,
H690
Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!
Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.