Ekonomik büyüklük içerisinde, emtia üretim ve satışı önemli bir yer tutmakla birlikte vergiye tabi işlemler boyutuyla da önemli bir gelir kaynağıdır. Ancak emtia üretim ve satışının gerçekleşmesini müteakip kayıt ve beyanlara yansıtılması da bir o kadar önemlidir. Bu hususun ne kadar doğru gerçekleştiği de vergi incelemeleri vasıtasıyla anlaşılmaktadır. Buna rağmen, uygulamada görüldüğü üzere, vergi incelemelerinin buna imkan verecek şekilde yapılmasının önünde önemli engeller vardır. Envanter defterinin beklenen ve amacına uygun şekilde tutulmaması nedeniyle, incelemelerde bir kaynak olarak alınması zorlaşmaktadır. Bu da, incelemelerin doğru ve gerçeğe uygun yapılmasını kısmen de olsa engelleyebilmektedir. İşletmelerin büyük gelir kaynağının stok hareketleri olması nedeniyle, kayıt dışı hasılatın tespit edilmesi amacıyla, envanter incelemeleri önem arz etmektedir. Bunu sağlayabilmek için de, envanter defterinin stok miktarlarını da içerecek şekilde tutulmasının sağlanması ve bu konuda önemli yaptırımlar getirilmesi gerekmektedir.

Açıklamasıİndir
Makale

GİRİŞ

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri tutmakla yükümlüdürler. Vergi Denetim Kurulu bünyesinde yapılan incelemelerin neredeyse tamamı bu mükellefler nezdinde ve mezkur defterler üzerinden yürütülmektedir.

Söz konusu defterler üzerinden yapılan incelemelerde, kayıtların mevzuatı karşılamaması ve imalat defteri tutulma zorunluluğunun belli şartlarla kaldırılması nedeniyle denetim faaliyetinin randıman ve envanter yönünden beklenen verimde yapılamadığı gözlenmektedir.Yaptırımın bazen olmaması bazen de yok denecek kadar düşük tutarlarda olması nedeniyle, mükellefleri vergisel işlemleri (dönem  başı stok, dönem içi alışlar ve dönem sonu stokların miktar, cins ve tutarlar olarak ayrıntılı gösterilmesini) doğru ve gerçeğe uygun yapma noktasında menfi yönde etkilemektedir. Bu da, tarh edilmesi gereken verginin denetimini zorlaştırdığı gibi kazançları beyan ederken dahi caydırıcılığa sebebiyet vermemektedir. Aksine, envanter defteri ve diğer defterlerin önemli bir görevi de, denetimin doğru yapılmasına imkan vermesidir.

Bu nedenle, envanter defterinin usulüne uygun tutulmaması ile imalat defteri tutulma zorunluluğunun kaldırılması, bu defterlerin vergi incelemelerinde önemli bir kaynak olması nedeniyle randıman ve envanter dengesi incelemelerinde doğru ve gerçeğe uygun denetim yapılmasını kısıtlamaktadır.

Bu minvalde, makalede, envanterincelemelerinin evsafı, eksiklikleri ile çözüme yönelik görüş ve önerilerden bahsedilecektir.

  1. ENVANTER DEFTERİNİN MAHİYETİ ve ÖNEMİ

Kanun koyucu tarafından tanzim edilen ticari defterlere ilişkin hükümler, ticaret ve üretimle iştigal eden mükelleflerin icra ettikleri faaliyetlerin sarih, tam ve detaylı bir şekilde kaydolunmasına ve denetiminin gerçeğe uygunluğu ortaya çıkarmaya müsait şekilde olmasına imkan verecek şekilde tanzim edilmiştir. Ancak daha sonra yapılan ilga edici tali düzenlemeler veyahut yaptırımların yetersiz olması nedeniyle, mükelleflerin ticaret veya üretim faaliyetlerinin gerçeği doğru yansıtacak şekilde kaydedilmesinin kerhen de olsa önüne geçilmiş olunmuştur.

Bu minvalde, incelemelerde, envanter defterinin kanuna uygun tutulmaması ve imalat defterinin 7/A seçeneğine göre defter tutan mükellefler tarafından tutulmasının zorunlu olmaması nedeniyle, emtia randımanı ve envanter]  incelemeleri yönünden gerekli tespitlerin yapılması mümkün olmamaktadır. Envanter dengesi yönünden yapılması gereken araştırma ve incelemenin önemli bir kısmı mükellefler tarafından incelemeye arz olunan bilgi ve belgelerden sağlanmaktadır. Envanter dengesindeki, dönem içi alışlar gibi inceleme yapılan dönemdeki belgeler üzerinden tespit edilmesi mümkün olan miktar ve tutarlar dışındaki dönem başı ve dönem sonu stok/hammadde vb. bilgilerin hali hazırda yürütülen incelemelerde ibraz edilen defter ve kayıtlar üzerinden temin edilmesi zordur. İnceleme elemanlarının önemli yetkisi sayesinde, diğer kaynaklardan bazı bilgiler elde edilebilse de, mükellefin defterleri üzerinden tespit edilmesine de ihtiyaç vardır.

Söz konusu bilgiler, mükellefler tarafından inceleme sırasındaibraz edildiğinden önceden ibraz edilen defterlerde yer almadığından ve envanter defterlerinin kapanış tasdiki de zorunlu olmadığından verilen bilgilerin sıhhatinden şüphe edilmektedir. Çünkü denetim mevzusu, ancak önceden yapılan ve yapıldığı haliyle belli edilen hususların sonradan incelenmesi üzerine yapılabilir. Aksi halde, bu konuda bir denetimden bahsedilemez. Bu durumda, mükelleflerin beyan ettikleri vergi ve mali tablolarında yer alan bilgilere uygun şekilde incelemeye bilgi ve belge arz etmesi mümkündür.

  1. Envanter Defterinin Usulüne Uygun Tutulmaması

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Envanter Defteri” başlıklı 185. maddesinde, “Envanter defterine işe başlama tarihinde ve müteakıben her hesap döneminin sonunda çıkarılan envanterler ve bilançolar kaydolunur ve bu tarihe "bilanço günü" denir. Envanter defteri ciltli ve sayfaları müteselsil sıra numaralı olur.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un “Envanter çıkarmak ” başlıklı 186. maddesinde, “Envanter çıkarmak, bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tesbit etmektir.

Şu kadar ki, ticari teamüle göre tartılması, sayılması ve ölçülmesi mutat olmıyan malların değerleri tahminen tesbit olunur.

Mevcutlar, alacaklar ve borçlar işletmeye dahil iktisadi kıymetleri ifade eder.” denmiştir.

Madde ile, envanterin mevcutların, alacaklar ve borçların saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin olarak tespit edileceği ifade edilmiştir. Bu hükümde, saymak, ölçmek ve tartmak ifadelerinin kullanılmasının sebebi, mevcutların (stok, amortismana tabi iktisadi kıymet gibi) adet, tane, santimetre, metre, kilogram, metreküp, gram, metrekare gibi  miktar, ölçü ve ağırlık gibi birimlerle ifade edilmesinin sağlanmasıdır. Değerlemek tabiri ise, bir hacim ve kütle işgal eden mevcutların parasal değerinin yine Vergi Usul Kanunu kapsamında para birimi ile ifade edilmesini vurgulamaktadır. Bu nedenle, envanter defterinde sadece tutar değil; miktar, ölçü ve ağırlık gibi birimlerin de kaydolunmasıkanunun emredici hükmündenkaynaklanmaktadır. Aksi halde, kanuna aykırı davranılmış olacağından yaptırım uygulanması söz konusu olacaktır. İşte tam bu noktada birazdan izah edileceği üzere mezkur yaptırımlar caydırıcı nitelikte değildir.

Bazen yargı mercilerinde, uyuşmazlık konusu yapılan envanter dengesi yönünden yapılmış olan vergi incelemelerine bu husus kullanılarak itiraz edilmektedir. Mükellefler tarafından incelemeye, doğru olduğu beyan edilerek arz edilen envanter bilgileri sebebiyle ortaya çıkan matrah farklarına daha sonra mahkemelere matrah farkı çıkmayacak şekilde –ayarlanarak- envanter dengesinin sunulduğuna şahit olunmaktadır. Çünkü önceden sabit bir şekilde defterlere kaydedilmemiş ve muhkem hale gelmemiş bilgilerin değiştirilmesi mümkündür.

  1. İmalat Defterinin Tutulma Zorunluluğunun Kaldırılması

213 sayılı VUK’un“İmalat Defteri” başlıklı 197. maddesinde, “I inci sınıf tüccarlardan devamlı olarak imalat ile uğraşanlar yukarda yazılı defterlerden gayrı bir (İmalat defteri) tutarlar. İmalat defterine, aşağıda yazılı emtianın giriş ve çıkış hareketleri, emtianın cinsi ve miktarı itibariyle ve tarih sırasiyle yazılır.

1. Satın alınan ve müşteri tarafından imalat yapılmak üzere tevdi olunan her nevi iptidai ve ham maddeler, başlıca yardımcı malzeme (Doğrudan doğruya imal ile ilgili yakıtlar gibi);

2. Yukarda yazılı maddelerden imalata sarf olunan veya aynen satılanlar;

3. İmal edilen mamul maddeler;

4. Teslim edilen mamul maddeler;

Teslimden maksat, gider vergileri kanununa göre bu mahiyette olan muamelelerdir. Yarı mamuller teslim edildiği takdirde, bunlar tam mamul hükmüne girer.

İmalat artıkları ve tali maddeler de imalat defterine geçirilir. Ancak bunlardan imal esnasında miktarlarının tesbitineimkan ve lüzum olmıyanlar yalnız teslim sırasında kayıtlarda gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, aslında üretim ile iştigal eden tüm mükelleflerin imalat defteri tutması gerekmektedir. Kaldı ki, maddede üretimin tam olarak nasıl yapıldığı miktar ve tutar olarak ortaya konulmasına imkan verecek hükümler bulunmaktadır. Çünkü, imalat faaliyetinin tam olarak ortaya koyulabilmesi için bu bilgilerin defterlerde yer alması zorunludur.

Ancak başka bir düzenleme ile bu hüküm esnetilmiştir. VUK’un“Sınai müesseselerde kayıt serbestliği:” başlıklı 203 maddesinde, “İmalat defterine kaydolunanmalümatı ihtiva edecek şekilde sınai muhasebe tutanlar,

Maliye Bakanlığından müsaade almak şartiyle ayrıca imalat defteri tutmazlar.” maddesi yer almaktadır.

246 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, “Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, muhasebe işlemlerini sözü edilen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinde yer alan 7/A seçeneğine göre izleyen mükelleflerin imalat defteri tutma mecburiyetleri, 1.1.1996 tarihinden itibaren kaldırılmış olup, bu hususta izin almak üzere Bakanlığımıza başvurulmasına gerek bulunmamaktadır.” açıklaması yapılmıştır.

Bu tali düzenlemeile, 7/A seçeneği uygulayan mükellefler imalat defterini tutmak zorunda değildir.Ancak 7/A seçeneği de sadece tutar olarak imalatın defterlere kaydedilmesine imkan vermektedir. Hammadde ve emtialar miktar olarak diğer defterler üzerinden de tespit edilemeyeceğinden incelemenin amacına uygun yapılması önemli ölçüde sınırlanmaktadır.Diğer yandan söz konusu düzenleme her ne kadar imalat işi ile iştigal edenlere yönelik olsa da örneğin emtia alım satımı yapan bir mükellef aynı zamanda bazı ürünlerin girdilerini kendileri imal etmekted .Bu sebeple imalat defteri,yegane iştigali imalat olan firmalardan ziyade daha kapsayıcı bir bakış açısı ile zorunlu hale getirilmelidir.

  1. GÖRÜŞ ve ÖNERİLER
    1. Envanter Defterinde Vergi İncelemelerinde Kullanılacak Bilgiler ve Katkısı

Envanter defterinde, emtiaya ait miktar, cins vb. bilgilerinin yer almamasının cezai yaptırımı mevcuttur. Ancak bu yaptırım çok düşük tutarda olduğundan caydırıcılığı olmamaktadır. Bu gibi durumlarda vergi mevzuatına göre, uygulanabilecek yegane yaptırım , tutulması gereken defterlerin tutulmaması nedeniyle (VUK md. 352)  kesilebilecek usulsüzlük cezası mahiyetinde, örneğin sermaye şirketleri için 2020 yılında 220 –TL gibi, düşük bir tutardır. Aynı zamanda bu husus, Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesine göre re’sen takdir nedeni sayılsa da, yeterli veri mevcut olmadığından ya da diğer kaynaklardan temini tam olarak muhkem olmadığından matrahın re’sen takdir edilmesinde de sıkıntılar ortaya çıkacaktır.

Kayıt dışı  hasılatı gizlemek için envanter dengesinin olduğundan farklı bir şekilde ibraz edilmesi ve envanter defterine kaydolunmaması sonucunda, sadece usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kalınmakta; matrah farkı sebebiyle tarh edilecek vergi ve ceza bazen tamamen bazen kısmen bertaraf edilmiş olmaktadır. Bu nedenle mükellefler, envanter defterine ilgili miktar vb. bilgilerin yazılmamasını tercih etmektedir. Bu mesele, bilerek yapılan bir işlem olabileceği gibi, uygulamanın bu şekilde süregelmesinden de kaynaklanabilir. Çünkü Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB)’nin   bazı kaynaklarında dahi, envanter defterine sadece değerlerin[2] yazılacağından bahsedilmiştir.

Söz konusu durum, elektronik defterler (e-defter) açısından da geçerlidir. Çünkü envanter defterinin elektronik ortamda tutulma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle, envanter defteri konusundaki açıklamalar,  e-defter açısından da geçerli olduğundan tüm mükellefleri kapsamaktadır. Kaldı ki, e-defter olarak tutulan kebir ve yevmiye defterlerinde de, stokların miktar yönünden envanterine müsait bilgilere yer verilmediği gözlenmektedir.

Eğer stoklara ilişkin miktar, ölçü ve ağırlık bilgileri yer alırsa ve kapanış tasdiki ile belli edilirse denetim doğru şekilde yapılabilecektir. Böylece denetimden önce dahi, bu durum beyan safhasında mükellefleri doğru beyan etmeye sevk edecektir.

  1. İmalat Defterinin Tutulma Zorunluluğunun Tekrar Gelmesi

İmalat defterindeki bilgiler, 7/A seçeneği ile karşılanamadığından envanter defterinin tam olarak tutulması halinde stoklara ilişkin ihtiyaç duyulan bilgiler karşılanmış olacaktır. Böylece imalat defteri tutulmasa da, envanter defteri ile imalat süreci gerçek ve doğru olarak izlenebilecek ve denetlenebilecektir. Bu minvalde, envanter defterinin mevzuata uygun tutulması veya imalat defterinin tutulması yönteminden biri seçilerek uygulanmalıdır. 

Envanter defterinin mevzuata uygun şekilde tutulması halinde, imalat defterinin ayrıca tutulmasına gerek bulunmayacaktır. Ancak envanter defterinin mevzuata uygun tutulmasının sağlanması için yaptırımın ciddi bir yaptırım olarak düzenlenmesi gerekir. Bir başka deyişle, defterlerin boş olsa dahi ibraz edilmesi ile ibraz edilmemesi arasında, kaçakçılık cezasının uygulanabilirliği açısından fark vardır. Örneğin, defterlerin ibraz edilmemesi hali gibi, VUK’un 359. maddesine, “Envanter defterinin usulüne uygun tutulmamış olması halinde ibraz edilse dahi ibraz edilmemiş sayılır.”gibi bir hüküm eklenerek kaçakçılık cezalarının uygulanmasının sağlanması halinde; mükellefler nihayetinde envanter defterlerine imalata ait miktar, ağırlık vb. bilgileri kaydedecek ve incelemeler verimli, sağlıklı ve amacına uygun şekilde yürütülebilecektir.

  •   vergi incelemelerinde gözlemlendiği üzere, bu husus hakkında gerekli incelemelerin tam verimle yapılması mümkün olmamaktadır. Kaldı ki, bu hususla ilgili tenkitler yer alsa bile mükelleflerce yargı organlarına farklı bilgiler sunulabildiğinden hazinenin vergi kaybı hem inceleme safhasında hem de yargı safhasında ciddi boyutlara ulaşabilmektedir.
  •   mükellefler tarafından en çok başvurulan vergi aşındırma yöntemi olan stok bilgilerinin gizlenmesi engellenerek defter ve belgelerin hem İdare hem de yargı arasında muteberliği sağlanmış olacaktır. Şöyle k, envanter defterinin usulüne uygun tutulması ya da imalat defteri tutma zorunluluğunun getirilmesi veyahut da stoklara ait vergi incelemesi yapmaya imkan verecek bilgilerin defterlere kaydedilmesi ve söz konusu defterlerin kapanış tasdiki yaptırılması sayesinde, bu defterler sabit ve güvenilir hale getirilecektir. Söz konusu defterlerin kanunda yer alan şartlara uygun tutulmuş hallerinin ibraz edilmemesi halinde de, yukarıda öneri olarak belirtilen şekilde, kaçakçılık cezası ile karşı karşıya kalınacaktır. Böylece stok bilgilerine ilişin incelemelerin doğru şekilde yapılması ve aynı zamanda mükelleflerin beyanname verirken bu hususta caydırıcılığının sağlanması mümkün olacaktır. Bu da, aynı zamanda vergi uyumuna katkı sağlamış olacaktır.
    1. Ba-Bs Bildirimlerinde Stok Bilgilerine Yer Verilmesi

Bilindiği üzere, mükellefler tarafından aylık olarak 5.000,00 –TL’yi aşan mal/hizmet alış veya satış işlemleri nedeniyle Form Ba ve Form Bs bildirimi yapılmaktadır. Ancak bu bildirim sadece işlemin yapıldığı mükellef bilgileri ile tutarları kıyaslayarak göstermektedir.

Eğer halihazırdaki sisteme, mükelleflerce bildirilen alış-satış tutarları dışında alış ya da satış yapılan emtianın miktar, cins veya ağırlık gibi envanter dengesi kurmaya müsait bilgilerinin de beyan edilme zorunluluğu getirilmesi halinde, envanter yönünden yapılacak vergi incelemeleri sağlıklı ve verimli olabilecektir.

Aynı zamanda, bu zorunluluk ile doğrudan aylık olarak bildirim safhasında karşılaştırma ve araştırma yapılması mümkün olacaktır. Böylece muhtemel aykırılıkların veya vergi kayıplarının anında tespit edilmesi sağlanarak  hatta izaha davet safhasında kaybın önlenmesi mümkün olacaktır. Diğer yandan bu husus, mükellefler nezdinde caydırıcılık etkisi meydana getireceğinden  vergiye gönüllü uyuma katkı sağlayacaktır.

Birkaç yıl öncesinde, KDV beyannamelerine fatura bilgilerinin eklenmesi uygulaması başlatılmış olsa da, bu uygulama uyum maliyetleri ve mali müşavirlerin iş yükünü arttırdığından uygulamadan ivedilikle vazgeçilmiştir. Diğer yandan, 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “IV.2.4.3. e-Arşiv Fatura Olarak Düzenlenme Zorunluluğu Getirilen Diğer Faturalar” başlıklı bölümü ile faaliyeti gereği fatura düzenlemek zorunda olan mükelleflerden, e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayanlarca, 01/01/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturalardan, nihai tüketicilere düzenlenenlerin vergiler dahil toplam tutarının 30.000 TL’yi; vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarı 5.000 TL’yi aşması halinde söz konusu faturaların “e-Arşiv Fatura” olarak Gelir İdaresi Başkanlığı e-Belge düzenleme sistemi üzerinden düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu minvalde, düzenlenen e-Arşiv faturalarda, miktar bilgisi de yer almaktadır. Ancak bu husus da, yine dönem içi alış miktarının tespitinde kağıt faturadan farklı bir düzenleme olmayıp; dönem başı ve dönem sonu stok ve üretim safhasına ait envanter defterinin içermesi gereken bilgileri kapsayamamaktadır. Dolayısıyla, bu önemli ve doğru adımın bu makalede bahsedilen hususlara imkan verecek şekilde genişletilmesine ihtiyaç vardır.

Envanter dengesi yönünden yapılan vergi incelemelerinde, envanter defterinin mevzuata uygun tutulmaması, imalat defteri tutulma zorunluluğunun kaldırılmış olması, incelemeye envanter dengesi ile ilgili bilgilerin arz edilmemesi, arz edilse dahi yanlış, eksik olması veya yargı safhasında değiştirilmesi ile bu aykırılıkların nispeten düşük yaptırımlara bağlanmış olması nedeniyle hem vergi incelemeleri doğru ve gerçeğe uygun şekilde yürütülememekte , hem de hazine ciddi vergi kaybına uğramaktadır. Bu durum da, kayıt dışılığın en önemli sebeplerinden biri olmaktadır.

Bu minvalde, birçok öneri üzerine tartışılması ve uygulanması mümkün olmakla birlikte, aşağıdaki önerilerin dikkate alınarak uygulanması, söz konusu eksikliğin bertarafedilmesine katkı sağlayabilecektir.

  1. Envanter defterinin mevzuata uygun tutulmasının sağlanması için envanter defterinde stoklara ait cins, miktar veya ağırlık gibi bilgilerinin yer almadan tutulması ve bu haliyle ibraz edilmesi halinde kaçakçılık cezası yaptırımının uygulanması,
  2. Envanter defterlerine kapanış tasdiki yaptırılması zorunluluğunun getirilmesi ve e-defter açısından envanter defterinin zorunlu hale getirilerek açıklanan ayrıntılarla sistemde yer alması,
  3. Envanter defteri ile ilgili öneriye alternatif olarak "imalat defteri" tutulması zorunluluğunun tekrar getirilmesi,
  4. Ba-Bs bildirimlerinin emtialara ilişkin miktar ve cins gibi bilgileri içerecek şekilde beyan edilmesini sağlayacak şekilde altyapının oluşturulması, temel öneriler olarak tarafımızca sunulmaktadır.

[1] 6102 sayılı Kanun md. 64.

[2] TÜRMOB, Mevzuat Sirküleri. 2019/179: 2020 Yılında Tutulacak Defterler ve Tasdik Durumları. 19.12.2019. https://www.turmob.org.tr/sirkuler/detailPdf/c53b1598-7c35-4b2d-97c4-e79fa1cf0014/ozel-sirkuler--2020-yilinda-tutulacak-defterler-ve-tasdik-durumlari-ile-e-defter-ve-defter-beyan-sis Erişim: 08.03.2020