Ülkemizde uygulanan genel vergilendirme rejiminin "beyan esasına" dayanması nedeniyle mükellefler ödeyecekleri vergileri, yukarıda bahsi geçen defter kayıtları ve bunlara müteallik olarak düzenledikleri ek belgelerde (bilanço, gelir tablosu...) yer alan veriler ışığında tespit edip, vergi dairelerine verdikleri beyannamelerle idareye bildirmiş olurlar. Zaman zaman vergi dairelerine verilmiş olan bu beyannamelerde yer alan vergi matrahı, mükelleflerin faaliyetlerden elde etmiş oldukları safi kazanç ile örtüşmemekte ve vergi kanunlarına yeterince nüfuz edememek, dikkatsizlik, ihmalkârlık vb. sebeplerden ötürü mükellefler, ödenmesi gereken verginin tespitinde hataya düşebilmektedirler. Bunun yanında ödenmesi gereken verginin eksik tahakkuk ettirilmesi veya zamanında tahakkuk ettirilmemesindeki başlıca sebep ise vergiden kaçırma amacı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada ise idare, vergi kanunlarına göre mükelleflerin ödemeleri gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve bunu sağlamak için mükelleflerin yasal defter ve belgeleri ile hesap ve işlemleri üzerinde vergi inceleme elemanları aracılığıyla vergi inceleme faaliyetleri yürütmektedir. Bahsi geçen bu vergi incelemeleri sırasında inceleme elemanları tarafından yazıyla istenmiş olmasına rağmen çeşitli sebeplerden ötürü mükelleflerin yasal defter ve belgelerini idareye ibraz etmeme- sinin/edememesinin doğuracağı sonuçlar ile defter ve belgelerin ibrazı konusunda ortaya çıkacak farklı durumların vergi kanunları açısından değerlendirilmesi makalemizin konusunu teşkil etmektedir.
Makalemizin konusunu irdelemeden önce mükelleflerin VUK uyarınca tutmak zorunda oldukları defterler ile bu defter kayıtlarını tevsik edecek belgeler, başlıklar halinde sayılacak olup, bu defter ve belgelerin muhafazası ile ilgili kısaca bilgiler verilecektir.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.