Mükellefler, çeşitli kaynaklardan bir takvim yılı içerisinde elde ettikleri kazanç ve iratları için aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Söz konusu beyannamede gelirin toplanması sırasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar, diğer kaynakların kazanç ve iratlarından mahsup edilir. Gelir Vergisi Kanunu bu uygulamayı 'zararların karlara takası' olarak adlandırırken, bu mahsup neticesinde kapatılamayan zarar bakiyesinin de gelecek yılların gelirinden indirilebileceğini hüküm altına almıştır. Ancak arka arkaya beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi müteakip yıllara devredilemez. Ayrıca aynı Kanunun 80'inci maddesinde yazılı olan 'diğer kazanç ve iratlardan' doğan zararların, diğer gelir unsurlarından elde edilen kazanç ve iratlardan mahsubu ise mümkün değildir. Yukarıda özetlendiği şekilde iki boyutu olan zarar mahsubu müessesesi nihai olarak vergiye tabi gelirin tespitinde büyük önem taşımaktadır.

Açıklamasıİndir
Makale