Özel Tüketim Vergisi, kamu gelirlerini artırmanın yanı sıra, tüketici davranışlarını yönlendirme ve makroekonomik istikrara katkı sunma potansiyeli taşıyan çok yönlü bir maliye politikası aracı olarak değerlendirilmektedir. 7555 sayılı Kanun ile yapılan Özel Tüketim Vergisi düzenlemesi örneğinde olduğu gibi, Türkiye’de vergi politikalarının yalnızca mali değil, aynı zamanda iktisadi yönlendirme amacıyla da tasarlandığı gözlemlenmektedir. Kamu otoriteleri tarafından yapılan açıklamalarda, düzenlemenin öncelikli hedefinin cari açığın azaltılması olduğu ifade edilmiş, bununla birlikte enflasyon üzerindeki etkisinin ise sınırlı düzeyde gerçekleşeceği öngörülmüştür. Bu çalışmada, dolaylı vergilerden biri olan Özel Tüketim Vergisi’nin cari açık ve enflasyon üzerindeki etkileri, makroekonomik istikrar hedefi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Literatürde yer alan ampirik çalışmalar, Özel Tüketim Vergisi gelirlerindeki artışın çoğunlukla ithalata dayalı tüketim kalıplarından kaynaklandığını; dolayısıyla bu verginin cari açık üzerinde doğrudan yönlendirici bir rol üstlenmediğini ortaya koymaktadır. Enflasyon açısından ise dolaylı vergilerin etkilerinin vergi türüne, uygulama biçimine ve mal gruplarının talep esnekliğine göre değiştiği ortaya konulmaktadır. Bu kapsamda, Özel Tüketim Vergisi’nin makroekonomik hedeflerle uyumlu biçimde kullanılabilmesi için daha stratejik, esnek ve amaç odaklı bir vergi politikası tasarımına ihtiyaç duyulduğu değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Özel Tüketim Vergisi, Dolaylı Vergilendirme, Maliye Politikası, Makroekonomik İstikrar, Vergi Politikası. JEL Sınıflandırma Kodları: E62, H21, F32, E31.

Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!

Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.