Ticari ve zirai kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmıştır. Tahakkuk esasında, hasılat veya giderin
mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmesi yeterli olup; ödemenin veya tahsilatın yapılıp yapılmamasının
önemi bulunmamaktadır. Bir hasılatın matrah arttırıcı bir unsur olarak dikkate alınabilmesi için alacak olarak tahakkuk etmesi, bir giderin de matrah azaltıcı bir unsur olarak dikkate alınabilmesi için borç olarak tahakkuk
etmesi yeterli bulunmaktadır. (Tahakkuk: Gelirin veya giderin mahiyet ve tutar olarak kesinleşmesidir.) Ticari
ve zirai kazançta tahakkuk esasının sonucu olarak; işletme bünyesinde satılan mal ve hizmet bedelleri, henüz tahsil edilmeden hasılata intikal ettirilmekte ve matrahın oluşumunu olumlu yönde etkilemektedir. Bu nedenle, mal ve hizmet satış bedellerinin, tahsil edilme ihtimalinin kesin olarak kaybolduğu veya şüpheli hale geldiği
anda zarar yazılması esası getirilmiştir.
Yani, tahsili şüpheli hale gelen bir gelir veya hasılat unsuru tahsil edilemediği zaman ekonomik ve hukuki
tasarruftan söz edilemez. işte tahakkuk edip hasılat yazıldığı halde ilgili şartlar tamamlanmış olmak kaydıyla
, tahsil edilemeyen alacaklar karşılık ayrılmak suretiyle gider yazılmakta ve ekonomik ve hukuki tasarrufa
konu olmayan gelirin vergi yükü nötr hale getirilmektedir. Nasılki işletmenin aktifine kayıtlı maddi kıymetlerin çeşitli nedenlerle zayi olması, değer kaybetmesi durumunda bunlar için özel bir gider yazma yöntemi elirlenmişse, işletmenin aktifinde yeralan alacakların tahsil edilmesinin şüpheli hale gelmesi durumunda da karşılık ayırarak gider yazılabilmesi esası getirilmiştir.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.