Bilindiði üzere; 213 sayýlý Vergi Usul Kanununun mükerrer 257?nci maddesinin Maliye Bakanlýðýna verdiði yetkiye istinaden mali idare tarafýndan kayýt dýþýlýðý önlemek amacý doðrultusunda tahsilat ve ödemelerin tevsik edilmesine yönelik olarak günümüze kadar 320, 323, 324 ve 332 sýra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliðlerinde ve 2003/1 sayýlý VUK sirküleriyle çeþitli düzenlemeler yapýlmýþtýr. Son olarak, 24.12.2015 tarihli Resmi Gazete?de yayýmlanan 459 sýra no.lu VUK Genel Tebliði ile 31.12.2015 tarihinde kadar 8.000 TL olarak uygulanan tahsilat ve ödemelerinin tevsik sýnýrý 01.01.2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ile 7.000 TL olarak belirlenmiþ ve uygulamada tereddüt edilen konulara yönelik açýklamalara yer verilmiþtir. Bu makalemizde; öncelikle tahsilat ve ödemelerin tevsikine yönelik olarak yapýlan son teblið düzenlemesine yer verilecek, önceki düzenlemeler okuyucuya hatýrlatýlacak ve son olarak da uygulamada karþýlaþýlan bazý özel durumlar da mali idare tarafýndan verilen özelgeler baðlamýnda irdelenecektir.

Bu çalýþmamýzda; ticari mal hareketliliðinin izlenip, fatura tanziminin saðlanarak olasý vergi kayýp ve kaçaðýnýn önlenmesi maksadý ile 213 sayýlý Vergi Usul Kanunumuzda ihdas edilen sevk irsaliyesine iliþkin temel ve özellikli durumlara deðinilecektir. Sevk Ýrsaliyesinin Usul hukukumuzdaki yerini almasýnda bir hayli zaman geçmesine raðmen, uygulamada mükellefler tarafýndan tereddüde düþüldüðü idarece verilen çok sayýda özelgelerden anlaþýlmaktadýr. Söz konusu tereddütleri iki kýsým halinde belirtmek mümkündür. Bunlardan birincisi sevk irsaliyesinin hangi durumlarda düzenlenip düzenlenmeyeceði ikincisi ise sevk irsaliyesinde bulunmasý gereken þekli düzenlemelere iliþkindir. Çalýþmamýzýn izleyen bölümlerinde bu hususlar, idarece yayýnlanan genel tebliðler ve verilen özelge- ler doðrultusunda deðerlendirilecektir.