NURİ ERANIL 2008/2 0
Bu yazımızda kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançlarının istisna edilme şartlarına yer verilmiştir.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.
Makale hakkında yorum yapmak isterseniz alt kısımdaki yorum alanını kullanınız.
Yıllara sari inşaat ve onarma işlerinde faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu işlerden elde ettikleri kazançlar vergi mevzuatımızda özel bir vergilendirme rejimine tabidir. Vergilemede uyulacak esaslar, GVK'nun 42, 43 ve 44. maddelerinde açıklanmıştır. Buna göre, bu işlerle uğraşan mükellefler, kar veya zararını işlerin bittiği yıl kesin olarak tespit ederek o yılın geliri olarak beyan edeceklerdir. Kendi nam ve hesabına inşaat yapanların vergilendirilmesi, GVK 42. maddede belirtilen inşaat ve taahhüt işlerinin yıllar itibariyle stopaj kesintisi yapılması ve inşaatın tamamının vergilendirilmesinin geçici kabul tutanağının düzenlenmesine müteakip vergilendirilmesinden farklı olarak, yapılan inşaatın satışından sonra ticari kazanca dahil edilerek vergilendirilmesi gerekir. Yapılan inşaata ilişkin arsa kişiye ait olabileceği gibi kat karşılığı olarak da başkasına ait arsa üzerine inşaat yapılabilir. Yapılan inşaatlar maliyet bedeli ile değerlenir. Özel inşaat işlerinde karın doğru olarak tespit edilebilmesi için aynı türden olan inşaatların maliyetlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Örneğin dairelerin, işyerlerinin, kreş bakım evi gibi binaların maliyetlerinin ayrı ayrı tespit edilmesi gerekir. Yine dairelerin metrekare itibariyle aynı büyüklükte olanlar, yada nitelik olarak aynı özelliği taşıyan dairelerin maliyetlerinin beraber tespit edilmesi gerekir. Yapılan harcamaların gider mi yoksa maliyet mi olduğu önemlidir. Bu ayrımın doğru olarak yapılması, inşaat işinin maliyetinin de doğru olarak tespit edilmesi sonucunu ortaya çıkaracaktır. Her işletmenin kendi faaliyet konusunu oluşturan mamul ve hizmetlerin elde edebilmek için harcadığı üretim faktörlerinin para ile ölçülen değerine maliyet, işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmek için yapmış olduğu harcamalara ise gider denilmektedir. Gider; faydası tükenmiş maliyet olarak kabul edilmektedir. Kat karşılığı olarak yapılacak inşaatlara ilişkin sözleşmelerin Yargıtay kararlarına göre noterde düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sözleşme geçersiz sayılacaktır. Ayrıca inşaat bitiminde arsa sahibini güvence altına alacak şartların konulması konusunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Son yıllarda konut sektörünün gelişmesi ve farklı inşaat usullerinin uygulanmasına rağmen kat karşılığı inşaat yoğun olarak tercih edilen bir yöntemdir.
Değerleme işlemlerinden reeskont; alacak ve borç senetlerinin değerleme günündeki değerlerine indirgenmesi işlemidir. Çünkü değerleme gününde senedin nominal değeri, değerleme günü ile senedin vade tarihi arasındaki süreye isabet eden faizi de kapsamaktadır. Reeskont işlemi ile faiz miktarı tespit edilmektedir. Tespit edilen miktar, kurumların mali karlarının hesaplanmasında göz önüne alındığından, mükelleflerin vergi matrahları böylece bir çeşit gelecek dönemlerini ilgilendiren gelir ve giderlerinden arındırmaktadır. Bu makalemizde alacak ve borç senetlerinin değerleme gününde nasıl değerleneceği ve muhasebeleştirileceği ile özellikli durumlara yer verilmiştir.
Mükellefler, vergilendirme ile ilgili olarak bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülükler, 213 Sayılı Vergi Usul Kanu- nu'nun (VUK) ikinci kitabında, "mükellefin ödevleri" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu ödevler kısaca; işe başlama, adres değişiklikleri, işi bırakmayı bildirme, defter tutma ve tasdik ettirme, kayıt nizamı, defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazı vb. şeklinde sayılabilir. Her ne kadar mükelleflerin bu ödevleri yerine getirmesi gerekse de, önceden kestiremeyecekleri, iradeleri dışında meydana gelen bazı durumlar buna engel teşkil etmektedir. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olan bu nedenlere "mücbir sebep" denmektedir. Mücbir sebep halleri, VUK'un 13'üncü maddesinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu söz konusu düzenleme ile iyi niyetli mükellef ve vergi sorumlularını korumaktadır. Makalemizde mücbir sebep halleri ve sonuçları, Danıştay kararları çerçevesinde ele alınacaktır.