Vergi kayıp ve kaçağının çok yüksek tutarlara ulaştığı, kayıt dışı ekonominin her geçen gün artma eğiliminde olduğu ülkemizde, incelemeye yetkili memurlarca yapılan vergi incelemeleri özellikle sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek- kullanmak amaçlı kurulan organizasyonların kavranmasında yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, incelemeye yetkili memurlara aramalı inceleme yapma yetkisi vermiştir. Gizli, saklı olan bir şeyin ortaya çıkartılması için yapılan bir faaliyet olan Arama, Vergi Usul Kanunu'nda;"ihbar veya yapılan incelemeler dolayısıyla, bir mükellefin vergi kaçırdığına delalet eden
emareler bulunursa, bu mükellef veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların üzerlerinde arama yapılabilir." Denilerek tanım lanmıştır. Ancak aramalı inceleme, niteliği itibariyle olağanüstü bir inceleme yolu olduğundan ve mükelleflerin üzerieri ile vergi kaçırıldığına ilişkin delillerin tespit edildiği adreslerde arama yetkisini içerdiğinden; keyfi uygulamaların önüne geçebilmek amacıyla VUK'a ek bir hüküm konulmuştur.? Buna
göre arama, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum görmesine; bunu gerekçeli bir yazı ile Sulh Yargıcından talep etmesine ve Sulh Yargıcının bu yönde vereceği arama kararına bağlanmıştır. Yani T.C. Anayasasının güvence altına aldığı kişilik haklarının, vergi kaçırıldığına ilişkin ciddi emareler bulunması halinde vergisel konularla sınırlı olarak, kanunların belirlediği sınırlar içinde sınırlanabilmesi için incelemeye yetkili olanların aramalı incelemeden önce mutlaka arama yapılacak adresleri yetki çevresinde bulunduran Sulh Yargıcından arama kararı almaları gerekmektedir. Bu kısa açıklamanın ardından makalemizin ilerleyen bölümlerinde arama ile ilgili Vergi Usul Kanunu'nda yer alan düzenlemeler açıklanacak ardından da aramalı vergi
incelemesi sırasında karşılaşılan sorunlara ve bunlara ilişkin çözüm önerilerine değinilecektir.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.