Üzüm, zeytin gibi ürünleri sıkıp suyunu çıkarma anlamına gelen tasiriye işi, doğal olarak bu ürünlerin, yetiştirildiği yörelerde yaygın olarak yapılan bir faaliyet türüdür. Öncelikle belirtmek gerekir ki tasiriye işi bir hizmet faaliyeti olup, burada herhangi bir zirai mal alım satımı söz konusu değildir. Ancak ülkemizde zeytinyağı üretimi yapan firmalarca müstahsile ait tane zeytinlerin sıkılarak zeytinyağı haline getirilmesi ve bu hizmet bedelinin hak yağ ve prina teslim edilmek suretiyle ödenmesi oldukça yaygın bir uygulamadır. Üretilen zeytinyağının sıkma bedeli karşılığında işletmede kalan kısmına hak yağ, zeytin sıkımından sonra kalan posaya da prina denilmektedir. Tasiriye işinin bir hizmet faaliyeti olduğu, zeytinyağı işleme fabrikalarının işleyişine bakılarak daha kolay anlaşılabilir. Şöyle ki; zirai ürün olan zeytin, çiftçi tarafından yağ elde etmek için fabrikaya teslim edilir. Bu zeytinlerin zeytinyağı haline getirilmesi karşılığında fabrika, ya nakit alır ya da çıkan zeytinyağının belli bir oranını ve prinayı (posa) alır. Genelde uygulama da bu ikinci şekildedir. Bu tür imalat işlemlerinde, üretimi hedeflenen ana ürünün imalatı esnasında, işletme için ikinci derecede önem arz eden bir takım ürünler ortaya çıkabilir. Zeytinyağı fabrikasında çıkan prina (posa) bu tür ürüne örnek teşkil eder. İşte bu ikinci derecede öneme sahip olan ürünler "yan ürün' olarak adlandırılmaktadır. Zirai ürünün üretim sürecinden geçirilmesi sonucunda ortaya çıkan yan ürünün de belli bir değeri vardır. Yazımızda, zeytinyağı tasiriye faaliyetinde belge düzeni ile gelir vergisi stopajı ve katma değer vergisi karşısındaki durumu açıklanmaya çalışılacaktır.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.