Kamu borçlarý geçmiþten günümüze kadar çok önemli bir tarihi süreçten geçmiþtir. Ýlk dönemlerde borçlanma için gerekli olan iktisadi, siyasi ve sosyal koþullar oluþmadýðý için kamu borçlarý büyük boyutlarda gerçekleþmemiþtir. Kamu borçlanmasýnýn yapýlmasýný gerektiren uygun koþullarýn yaratýlmasý ve devletinde fonksiyonlarýnýn artmasýyla borçlanma çok büyük tutarlara ulaþmýþtýr. Borçlanma konusu bilimsel olarak ilk defa David Hume tarafýndan incelenmiþ, klasik iktisatçýlar borçlanma konusunda farklý fikirler ileri sürmüþlerdir. Kamu borçlarýnýn büyüklüðü ve ekonomi üzerinde meydana getirdiði etki 18. ve 19. asýrlardan beri iktisatçýlar tarafýndan tartýþma konusu yapýlmaktadýr. Konunun bilimsel olarak incelendiði ilk dönemlerde borçlanmanýn faydalý olduðuna inanan Bodin, Petty, Melon, Steward, Voltaire, Pinto, Hamilton gibi yazar ve düþünürler olduðu gibi; neredeyse klasik iktisat ve maliyecilerin tamamý veya, tamamýna yakýný kamu borçlanmasýný bir felaket olarak görmüþlerdir. Ýlerleyen dönemlerde de borçlanma ile ilgili tartýþmalar son bulmamýþ borçlanma konusu günümüzde de güncelliðinden hiçbir þey kaybetmemiþtir. Bu gün gelinen nokta da çok sayýda ülkede kamu borçlarý hýzlý bir artýþ eðilimine girmiþ, kamu borçlarýna tavan çizme fikri birçok bilim adamý ve devlet adamý tarafýndan gündeme getirilmiþtir. Devlet borçlarýnýn kaynaðý, vadesi, etkisi ve borçlanma nedenleri konusunda literatürde yoðun araþtýrmalar yapýlmasýna raðmen, konunun kavramsal olarak tarihi bir süreç çerçevesinde tetkikine pek rastlanmamýþtýr. Dolayýsýyla bu çalýþma böyle bir ihtiyaçtan doðmuþtur. Bu çalýþma da kamu borçlarý kavramsal açýdan tarihi geliþim süreci içerisinde incelenecek; borçlanma olgusu modern devletlerin en önemli gelir kaynaðý olan vergi ile mukayese baðlamýnda ele alýnarak irdelenecektir.

Modern devlet anlayýþý içinde ihtiyaçlar gün geçtikçe artmakta, devlet bu ihtiyaçlarý karþýlamak için daha fazla harcama yapmak zorunda kalmaktadýr. Kamu harcamalarý genel olarak vergi, resim, harç v.b. kamu gelirleri ile karþýlanýr. Kamu gelirlerinin yetersizliði halinde ortaya çýkan bütçe açýklarýnýn finansmanýnda kullanýlabilecek iki finansman tekniði mevcuttur. Bunlar borçlanma ve emisyondur. Emisyon çoðu durumda riskli kabul edildiðinden, borçlanma en önemli finansman vasýtasý olarak devreye girmektedir. Dolayýsýyla devlet borçlarý bütün top- lumlarýn gündemini oluþturmakta; basýnda, halk arasýnda, gerek siyasi gerekse akademik çevrelerde yoðun bir þekilde tartýþýlmaktadýr. Borçlanmanýn ne amaçla yapýlýp hangi kaynaktan saðlandýðý, ne þekilde kullanýldýðý ve yönetildiði, milli ekonomiye etkisi, borcun sürdürülebilirliði gibi konular akademisyenler tarafýndan araþtýrýlmaktadýr. Kamu borçlarýnýn kaynaðý, vadesi, vasfý, kullanýmý, yönetimi ve ekonomi üzerindeki etkileri yýllardan beri tartýþma konusu yapýlmakta, borç yükünün gelecek kuþaklara etkisi ise bilim adamlarý tarafýndan çok eskiden beri farklý bir þekilde deðerlendirilmektedir. Bu çalýþmada borç yükü önce kavramsal olarak ele alýnacak, sonra gelecek kuþaklara borcun etki edip etmediði maliye kuramý ekseninde incelenecektir.